Türkiye’nin GSYH’si 4Ç20 döneminde, bir önceki yıla göre %5,9 artarak Çin haricindeki bütün G-20 ülkelerinden daha yüksek bir performans gösterdi. Sanayi üretiminin ve kredi büyümesinin sürükleyici güç olduğu son çeyrekte, dönemsel olarak ise arındırılmış verilere göre %1,7 oranında büyüdü. Yılın genelinde ise %1,8’lik bir büyüme ile pandemi yılında büyüme kaydedebilen az sayıdaki ekonomiden biri oldu.

 

Büyümenin ana sürükleyici etmenleri arasında yer alan kredi büyümesi, aslında 3Ç20’deki düşük faiz politikasının getirdiği kredi patlamasının bir devamı niteliğindeydi. Bu dönemde, Ağustos döneminden 4Ç20 döneminin ortalarına kadar, gevşek politikaların uygulanması ve kredi büyümesinin teşvik edilmesi TRY’nin hızlı bir şekilde zayıflamasına ve enflasyonun da artmasına neden oldu. Aynı zamanda, ekonomi politikalarında dönüşümün başladığı Kasım dönemine kadar, bankalar üzerinde kredi büyümesi sağlama amaçlı düzenlemeler ile beraber finansal kırılganlıklar da arttı.

 

 

Büyümenin ana öncü göstergesi olarak, sanayi üretimi büyümesi… Kaynak: Bloomberg, TÜİK…

 

Büyümenin ayrıntılarına bakacak olursak; hanehalkı tüketim harcamaları 4Ç20 döneminde, bir önceki yılın son çeyreğine göre %8,2 arttı. Devlet harcamaları 4Ç20’de %6,6 oranında artarken, gayrisafi sabit sermaye oluşumu (yatırımlar) %10,3 büyüme ile yüksek kredi büyümesinin katkısını yansıttı. İhracatta büyüme kaydedilmezken, ithalat ise %2,5 oranında büyüme göstermiştir. Hem 4Ç20’de, hem de 2020 genelinde net ihracatın büyümeye verdiği katkı azalmıştır (2020 yılında ihracatta %15,4 daralma, ithalatta %7,4 büyüme). 2020 genelinde de gayrisafi sabit sermaye oluşumu %6,5 ile yılın büyük bölümünde etkili olan kredi büyümesini yansıtırken, hanehalkı tüketim harcamaları %3,2 ve devlet harcamaları %2,3 büyümüştür. Sektörel ve ekonomik faaliyet kollarına göre büyüme oranlarında; pandemi şartlarının getirdiği koşullar ve yeni normallerle beraber en çok büyüme finans ve sigorta hizmetlerinde %21,4, bilgi ve iletişim faaliyetlerinde %13,7 olarak gerçekleşti. Mesleki, idari ve destek hizmet faaliyetleri %5,2, hizmetler %4,3, inşaat sektörü ise %3,5 azalarak yine salgın koşullarını ve kısıtlamaların etkilerini yansıttı.

 

Kasım döneminde, ekonomi yönetiminde yapılan değişikliklerle beraber göreve gelen yeni Merkez Bankası Başkanı Sn. Naci Ağbal, para politikasını ortodokslaştırırken faizleri de %17’ye kadar yükselterek sıkılaşma sağladı. Para politikasındaki sıkılaşmanın bir yansıması olarak, parasal aktarım mekanizmasının gereğince kredi büyümesinin artan faiz oranları çerçevesinde dengelenmesi bekleniyor. Sıkılaşan finansal koşullara ek olarak; Covid-19 kaynaklı kısıtlamaların yılın son ayından itibaren devreye girmesi ve bu noktada özellikle hizmet sektöründeki faaliyet ve istihdam kaybı büyümeye negatif yönde etki yapabilecektir. Diğer yandan; aşılamanın ne kadar etkili olacağına bağlı olarak açılacak olan iktisadi faaliyetler ve ekonomik canlanma kaynaklı olarak artabilecek talep, bunun yanında yine normalleşme kaynaklı turizm sezonunda yaşanabilecek canlanma büyümeye pozitif etkide bulunabilir. Finansal koşulların yılın son bölümüne kadar mevcut sıkılıkta kalması baz senaryo olmakla birlikte, enflasyonda faiz indirimine imkan verecek bir düşüş olursa büyüme biraz da kredi kanalından beslenebilir. Bütün bu varsayımlar ve sapma olasılıkları dahilinde 2021 büyüme beklentimizi market konsensüsüne yakın bir seviye olarak %4,8 seviyesinde belirledik.

 

Kaynak Tera Yatırım
Hibya Haber Ajansı