Maltepe Üniversitesi “Covid-19 Deneyimlerinin Işığında Yükseköğretimde Yeni Normal” başlıklı çevrimiçi konferans düzenledi.
Konferansta konuşan YÖK Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Naci Gündoğan, pandemi nedeniyle laboratuvarlardan uzak kalan öğrenciler için sanal bir laboratuvar kurduklarını duyurdu. YÖK sanal laboratuvarından bahar döneminde 48 üniversiteden 50 binin üzerinde öğrenci yararlanabilecek.
Yükseköğretim Kurulu (YÖK) verilerine göre uzaktan eğitimde vakıf üniversiteleri arasında lider olan Maltepe Üniversitesi, yeni öğretim yılına da damgasını vuruyor. Altyapı, içerik, prodüksiyon teknolojileriyle hazırlanan dijital derslerde içerik kalitesiyle birlikte akademik başarı oranı arttı. 
 

2020- 2021 eğitim- öğretim yılında altyapı, içerik ve prodüksiyon teknolojileriyle uzaktan eğitim başarısını geliştirerek devam eden Maltepe Üniversitesi, 22-23 Şubat günlerinde “Covid-19 Deneyimlerinin Işığında Yükseköğretimde Yeni Normal” konulu çevrimiçi konferansı gerçekleştirdi. Konferansta akademisyenler, öğrenciler ve hizmet sağlayıcılar pandemi dönemiyle ilgili bilgi paylaşımında bulundu. Konferansın açılış konuşmalarını YÖK Yürütme Kurulu Üyesi Prof. Dr. Naci Gündoğan, Yükseköğretim Kalite Kurulu (YÖKAK) Başkanı Prof. Dr. Muzaffer Elmas ve Maltepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Şahin Karasar yaptı. 

Maltepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Şahin Karasar, konferansta akademisyenler, öğrenciler ve servis sağlayıcıların deneyimlerini paylaşmasının önemine dikkat çekerek, pandemi sürecinde eğitimin kesintiye uğramaması için özverili çalışmalara imza atıldığını söyledi. YÖK’ün yeni normali başarılı şekilde planladığını, krizi ve değişimi yönettiğini vurgulayan Prof. Karasar, süreçle ilgili şöyle konuştu: 

“Üniversiteler için her bir öğrencinin eğitime erişmesi çok önemliydi. Hem üniversitelerin kendi çabası hem de YÖK’ün hizmet sağlayıcılarıyla yaptığı anlaşmalarla verilen ücretsiz internet ve tabletler konusunda önemli çalışmalar gerçekleştirildi. Bu süreci eğitim sistemimiz yüz akıyla tamamladı. Madalyonunu bir yüzü de dijitalleşme sürecinin içselleştirilmesi. Yeni içeriğin öğrencilere sunumu, insani temas ile ruha ve zihne iletişimin mümkün kılınmasıyla çevrimiçi eğitim salgın bitse de hayatın içinde yerini alacak.” 

“DİJİTAL ÇAĞ SÜRPRİZ DEĞİL”

YÖKAK Başkanı Prof. Dr. Muzaffer Elmas, pandemi nedeniyle aslında 2025-2030 yıllarında yaşanacak gelişmelerin hem öne çekildiğini hem de önem kazandığını söyledi. Pandemi döneminde sıkça duyulan “uzaktan eğitim”, “dijital eğitim”, “dijital çağ”, “yeni normal” gibi kavramların sürpriz olmadığını belirten Elmas, şunları dile getirdi:

“Bu yeni dünyaya adapte olmak için öne çıkan değerler ve yetkinlikler var. Geleceğin işleri diplomalarla değil yetkinliklerle belirlenecek. Üniversitelerin eğitim-öğretim programlarında zihniyet değişimiyle kısa kurslar, yetkinlik sertifika programlarının artması yeniden gözden geçirilmeli. Dünyadaki değişim sürpriz değil. Biz bugünün yetkinliklerini öğrencilerimize kazandırmak zorundayız. Biz YÖKAK olarak, üniversiteler öğrencilere vaat ettikleri yetkinlikleri kazandırıyor mu, ölçüyor mu, izliyor mu, hedeflerindeki araştırmanın sonuçlarına ulaşmak için yeterli ortamı, desteği sağlıyor mu, toplumla paylaşıyor mu; bunları dikkate alıyoruz.”

Altyapı, erişim, çevrimiçine alınan kütüphanelerin yanı sıra uzaktan eğitimde öğretim elemanlarının yetkinliğine çok önem verdiklerini belirten Elmas, sonuç olarak üniversitelerdeki süreçleri hem desteklediklerini hem de ölçtüklerini söyledi. Yenilikleri değerlendirme konusunda çalıştıklarını da vurgulayan Elmas, “Dijital krediler, teknolojik gelişmeler, yapay zekâ, arttırılmış gerçeklik… Bunların eğitim içinde gelişmesinden yararlanmayı hedefliyoruz. Bu karmaşık yeni dünyayı ve üniversiteleri çeşitlilikle yönetmek için sonuçları ölçülebilen akreditasyon süreçleri giderek daha fazla önem kazanıyor” dedi.

İŞTE PANDEMİ YOL HARİTASI

YÖK Yürütme Kurulu Üyesi Prof. Dr. Naci Gündoğan ise pandemi sürecinde YÖK’ün çok sayıda kararlar aldığını, mevzuat değişikleri yaptıklarını ve uygulamaları hayata geçirdiklerini söyledi. Bunların büyük kısmının pandemi sonrası da geçerli olacağını belirten Gündoğan, “Ülkenin çeşitli üniversitelerinden uzmanların oluşturduğu çalışma grupları ve kurul, pandemi sürecinde bir yol haritası belirlendi. Dijital dönüşüm çalışma grubu bir TÜBİTAK projesi hazırladı. Mevcut durumun analizi yapıldı ve geleceğe yönelik politika önerileri belirlendi. Mevzuat düzenlemeleri kapsamında yükseköğretim kurumlarında uzaktan öğretime ilişkin usul ve esaslarda değişikler yapıldı. Çevrimiçi ve çevrimdışı faaliyetleri uzaktan eğitimin içinde değerlendiren düzenleme gerçekleştirildi. Pandemi sonrası eğitime yönelik de düzenlemeler yapıldı. Müfredatın yüzde 30’u kadar yapılabilen uzaktan eğitim artık yüzde 40’a çıkarıldı” dedi. 

Gündoğan, konuşmasında gelecek dönem için önemli bir gelişmenin de müjdesini verdi. Yurtdışından yabancı uyruklu öğretim üyelerinin uzaktan ders yapmalarının önünü açacak hazırlık yapıldığını söyleyen Gündoğan, şöyle devam etti:

“Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle gerçekleşebilecek bu gelişme Resmî Gazete’de yayımlandıktan sonra uygulanmaya başlanabilecek. Mevcut durumda yurtiçinde bulunmaları, oturma izinleri gibi koşullarla ders verebilen yabancı öğretim üyelerinin Avrupa veya ABD’den uzaktan eğitimde ders verebilmelerinin, istihdam edilebilmelerinin önü açılacak.”

SANAL LABORATUVARDAN 50 BİN ÖĞRENCİ YARARLANACAK

Pandemi döneminde uygulamalı laboratuvar derslerinin yapılmasının zor olduğunu göz önünde bulundurduklarını belirten Gündoğan, YÖK’ün TÜBİTAK’la işbirliğiyle yeni bir projeyi hayata geçirdiğini belirtti. Projede 11 farklı üniversiteden 24 akademisyen ve 12 TÜBİTAK çalışanı yazılımcının yer aldığını vurgulayan Gündoğan, “Üniversitelerde öğrencilerin en çok aldığı genel kimya ve genel fizik dersleri seçildi. Pilot 18 üniversitede 15 bin öğrenci bu yıl güz döneminde sanal laboratuvardan yararlandı. Bahar döneminde 30 üniversite daha katılacak. Böylece 48 üniversite ve 50 binin üzerinde öğrenci YÖK sanal laboratuvarından faydalanacak. Pandemi sonrası da uygulama devam edecek. YÖK bunu farkındalık yaratmak için yaptı. Bundan sonra üniversiteler daha gelişmiş projelerle özel ihtisas laboratuvarı üretecekler” dedi. 

“Pandemi sonrası eğitim nasıl olmalı” konulu anket yaptıklarını, 1 milyon 255 bin öğrenci ve 30 bin öğretim elamanının görüşlerini aldıklarını belirten Gündoğan, “Öğrencilerin yüzde 46’sı yüz yüze, yüzde 29’u tamamen çevrimiçi, yüzde 25’i ise eğitimin karma olması yönünde tercihini belirtti. Öğretim elemanlarının ise yüzde 49’u karma, yüzde 44’ü yüz yüze ve yüzde 7’si çevrimiçi eğitim yanıtını verdi” dedi. Gündoğan, üniversitelerin pandemi sürecini iyi yönettiğini, pandemi sonrası dönemde değişime ayak uydurmak için YÖK ve üniversitelerin birlikte güzel çalışmalara imza atacaklarını söyledi.

MALTEPE ÜNİVERSİTESİ YİNE İMZASINI ATTI

Konferansta “Uzaktan Eğitimi Yönetmek” konusunda iki oturumun yanı sıra “Uzaktan Eğitim Vermek”, “Uzaktan Eğitim Almak”, “Uzaktan Eğitimi Yürütmek”, “Uzaktan Eğitimi Desteklemek”, “Uzaktan Eğitime Altyapı Sağlamak” oturumları gerçekleşti. Oturumlarda Türkiye’nin dört bir yanından rektörler, öğretim üyeleri, öğrenciler ve hizmet sağlayıcılar görüşlerini açıkladı.

Yükseköğretim Kurulu (YÖK) verilerine göre 2020 yılı bahar dönemi uzaktan eğitimde vakıf üniversiteleri arasında online ders ve canlı sınıf uygulamasıyla lider olan Maltepe Üniversitesi, yeni öğretim yılında da adından söz ettiriyor. Altyapı, içerik, prodüksiyon teknolojileriyle hazırlanan yeni dijital derslerde içerik ve teknoloji kalitesiyle birlikte başarı oranı arttı. 

Maltepe Üniversitesi’nin çatısı altında verilen tüm derslerin içerikleri dijital mecralara uygun hale getirildi, teknik anlamda dijital çağın ruhu yakalandı. Dersler özel stüdyolarda modern prodüksiyon teknolojileriyle çekildi, sinema filmi kalitesinde kurgulandı, akademisyenle öğrenci arasındaki ekran mesafesi ortadan kalktı. Özel stüdyolara taşınan derslerin çekimleri tüm hızıyla devam ediyor.


Hibya Haber Ajansı