Memleket Partisi Genel Başkan Vekili ve Parti Sözcüsü Gaye Usluer, gündeme dair açıklamalarda bulundu. Usluer, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

"Dün 5 Aralık Dünya Kadınlar günüydü.nTam 87 yıl önce 5 Aralık 1934’de Mustafa Kemal Atatürk öncülüğünde “Kadınlara milletvekili seçme ve seçilme hakkı”verildi. Bu tarihte dünyada kadınların yasal olarak milletvekili seçme ve seçilme hakkına sahip olduğu ülke sayısı 28, bu hakkın kullanıldığı ülke sayısı ise 17 idi.

Kadınların siyasi hayatta seçme ve seçilme hakkını elde etmesi, toplumsal hayatta gerçekleşen Atatürk Devrimleri’nden birisidir.  1934 yılında Başbakan İnönü ve 191 milletvekilinin sunduğu Anayasa ve Seçim kanununda değişiklik yapılmasını öngören yasa önerisi ile gerçekleşti.

8 Şubat 1935’de TBMM 5.dönem seçimlerinde 17+1=18 kadın milletvekili TBMM’ne girdi.

Bugün Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100. Yılında TBMM’de kadın milletvekili sayısı

600 milletvekili olan mecliste toplam 101 kadın milletvekili (%17.35)

AKP 54 (%18.88)

CHP 16(%11.85)

HDP 23 (%41.07)

MHP 4 (%8.33)

İyi Parti 2 (%5.56)

Meclisteki tüm siyasi partileri samimiyete davet ediyoruz.

Siyasette kadın temsiliyetinin artması için yasa değişikliğine gerek yok.

Partilerin anayasası tüzükleridir. Türkiye için Demokrasi istiyorsanız önce kendi siyaset alanınızı demokratikleştirin. Tüzüğünüzü değiştirin.

Temsilde Kadın/Erkek eşitliği için yasa değişikliğine gerek yok. Tüzüğünüzü değiştirin. Eşit temsili sağlayın.

Önümüzdeki genel seçimlerde eşit temsiliyet uygulamazsanız KADINLAR bunu yapmayan siyasi partilere oy vermeyecekler.

Kadın örgütleri “Temsilde eşitlik yoksa siz OY-MOY yok” diyorlar

Kota istemiyoruz. Kadın kolları istemiyoruz. Temsili değil, katılımcı demokrasi istiyoruz.

Memleket Partisi tüzüğünde belirtildiği şekilde seçimlerde kadın/erkek eşit temsiliyet, eşit fırsat ve fermuar yöntemi uygulanacak.

Bütün siyasi partilere bize katılmaları çağrısını yapıyoruz.

EĞİTİM

Geçtiğimiz hafta 1-3 Aralık tarihlerinde Ankara’da “Eğitimde fırsat eşitliği” başlıklı 20. Eğitim Şurası toplandı.

19 yılda en çok bakan değişikliği yapılan MEB şurasında128 tavsiye kararı alındı

5 yaş okullaşma oranının yüzde 100 olabilmesi için,

5 yaş okul öncesi eğitim zorunlu ve ücretsiz olsun” önerisi kabul edilmedi.

Buna karşın hükümetin sesi bir sendikanın “4-6 yaş çocuklar için okul öncesinde din dersi eğitimi konulması” kabul edildi.

Oysa pedagoglar tarafından önerildiği şekilde;

Bu yaş grubunda din eğitimi aile içinde verilmelidir. Korku değil sevgi ortamında yapılmalıdır.

8-9 yaşından itibaren ise ahlak/etik kavramlarla birlikte

Doğrular

Yanlışlar

İyi insan olmak

Çevreye duyarlı olmak öğretileri verilmelidir.

Eğitimi

AKP eğitimi Eşitsiz, gerici ve piyasacı yaptı.

Nitelikli bilimsel ve laik eğitim satın alınan metaya dönüştürüldü.

Demokrasinin yeniden inşasına EĞİTİM’den  başlayacağız.

EKONOMİ

Geçen hafta ki basın toplantımızda TÜİK’in son enflasyon açıklamasını %19. Buna karşın bağımsız araştırma grubu ENAG’ın enflasyon açıklamasının %36.2 olduğunu açıklamıştık.

Hafta sonuna doğru TÜİK Kasım ayı enflasyonunu %21.31,

ENAG ise %58.65 olarak  açıkladı.

TÜİK verilerine itiraz etmeli miyiz. ETMELİYİZ.

Ancak bunun yeri TÜİK’de ısmarlama iş yapan liyakatsızlarve TÜİK binasının önü değil

Sarayın önüdür. Genel Başkanların muhatapları emir kulu bürokratlar değil,doğrudan rejimin tek patronudur.

Tüm ürünlere yüzde 50 zam geldi. Bütün marketlerde “etiket değiştirme” görevlileri oluşturuldu. Mal yerinde duruyor. Durduğu yerde etiketi yani fiyatı değiştiriliyor.

Bir yandan da Asgari ücret tesbit komisyonu MIŞ gibi yaparak toplanıyor. Gözler komisyonda. Gözler bu komisyonda iş gücünü temsil eden sendikalarda.

Asgari ücret en az yüzde 50 oranında artırılmalıdır demiştik. Bu haftanın verilerine bakarak diyoruz ki 50 değil, en az yüzde 60 artırılmalıdır. İlave olarak diyoruz ki “ Asgari ücret Yıl boyunca aylık enflasyon verilerine endekslenerek yükseltilmelidir.”

Cumhurbaşkanı faiz sebep enflasyon sonuçtur demeye devam ediyor.

O konuştukça kur yükseliyor. Türk lirası değersizleşiyor.

Sussa EKONOMİ düzelir mi? Düzelmez.

Çare bu iktidar değişecek.

Cumhurbaşkanı diyor ki “Faizi bilerek düşürüyoruz. Çin Ekonomi modelini uygulayacağız. 6 ay sabredin.” İktidarın yeni uydurduğu ekonomik modeli ÇİN MODELİne benzetmesi tam bir skandal.

Çin tek partili, otoriter, bir halk cumhuriyeti.  Sosyalist piyasa ekonomisi uyguluyor.

Nüfus yapısı

Yönetim şekli

Ekonomik dinamikler

Eğitim kültürü ile Türkiye’den tamamen farklı bir ülke.

Çin bugün gelinen noktada yüksek teknoloji ve katma değeri yüksek ürünler, marka üretebilen bir kaç ülkeden birisi.

Çin’de asgari ücret 403 dolar civarında. Türkiye’de asgari ücret 220 dolara inmiş durumda.

İktidar yeni dünyada sermaye biriktirme ve kalkınma modeli niteliksiz iş gücü değil, yüksek nitelikli insan kaynağının yarattığı inovasyon, tasarım ve girişimcilikle mümkün olduğunun bilincinde değil.

Çin’in ARGE harcaması 500 milyar dolar. Sen ARGE’ye diyanete ayırdığın bütçe kadar, 12-16 milyar dolar ayırıyorsan

Çin modelini nasıl uygulayacaksın?

Çin 1978’de ekonomik reform yaparken yaygın kamulaştırmaya gitti.

Türkiye’de kamunun bütün sektörleri özelleştirildi. Çin modelini nasıl uygulayacaksın?

Çin 1978’de ekonomik reform yaparken olağanüstü istihdam yaratarak büyüdü.

Türkiye ise istihdamda daralıyor. İstihdam yaratılamıyor. Kendi nüfusunu istihdam edemezken, genç ve mülteci nüfus ile büyüme olabilir mi?

19 yıldır israf ekonomisi uygulayan AKP bugünün sorumlusudur.

Kamu varlıklarını sıfırlayan, satan, kapatan AKP

Bugünün sorumlusudur.

İzlenen modelin tek bir adı var “SEÇİM EKONOMİSİ”

Türkiye’nin acil çözüm bekleyen yapısal sorunları var.

Acilen NİTELİKLİ EĞİTİME geçilmelidir.

İsraftan, kamu kaynaklarının yandaşa kullandırılması, haksız servetleşmekten vaz geçilmelidir.

Milli gelir politikası uygulanmalıdır. İşsizlik, yoksullukla mücadele edilmelidir.

İş/aş üretecek, ÜRETİM SEFERBERLİĞİ acilen başlatılmalıdır.

Tarım ve Hayvancılık/Gıda ekonomisi , Gıda güvenliği ülkenin BEKA SORUNU olarak ele alınmalıdır.

Halk tarafından halkın vergileriyle oluşan bütçe

Halk yararına kullanılmalıdır.

Demokrasinin yeniden inşası için temele inelim.Önce

Siyasal partiler yasasından başlayalım. Değiştirelim.

Seçim barajını kaldıralım.

Siyasetin finansmanını şeffaflaştıralım.

Tüm siyasi partiler harcamalarını kamuoyuyla paylaşsınlar. Kamplaşmayı, kutuplaşmayı istemiyoruz

Yeni bir vicdana

Yeni bir ortak akla ihtiyacımız olduğunu biliyoruz.

Bunu birlikte başarabiliriz."

Hibya Haber Ajansı