Uykuda onlarca hatta yüzlerce kez nefesin durması veya azalması ile hayatı tehdit eden bir hastalık olan uyku apnesi, tüm yaş gruplarında görülmekle birlikte erkeklerde 40 yaş sonrası, kadınlarda ise menopoz sonrası sık görülüyor. Uyku apnesinin yorgunluktan konsantrasyon bozukluğuna, inmeden kalp krizine hatta kansere dek bir çok ciddi hastalığa yol açabildiğini belirten Acıbadem Kozyatağı Hastanesi Göğüs Hastalıkları ve Uyku Uzmanı Prof. Dr. Ceyda Erel Kırışoğlu trafik kazalarını da 2- 6 kat artırdığını, bu nedenle tatil yolculuğunda araç kullanacakların dikkatli olmaları gerektiğini vurguluyor. Prof. Dr. Ceyda Erel Kırışoğlu, bu sinsi hastalığın yol açtığı sorunlara ve tedavisine dek önemli açıklamalarda bulundu; bir de uyku apnesi olup olmadığınıza ışık tutacak 7 sorudan oluşan test paylaştı…
Genellikle horlamanın eşlik ettiği, solunumun 10 saniyeden başlayıp bir dakikadan fazla durabildiği uyku apnesi dünyada ve ülkemizde son yıllarda giderek yaygınlaşan bir hastalık. Özellikle fazla kiloya sahip, sigara ve alkol tüketen, kalın boyun ve bel çevresine sahip olan kişilerde uyku apnesi riski çok daha yüksek oluyor. Acıbadem Kozyatağı Hastanesi Göğüs Hastalıkları ve Uyku Uzmanı Prof. Dr. Ceyda Erel Kırışoğlu “Kilodaki yüzde 10’luk artış orta- ağır uyku apnesi gelişme riskini 6 kat arttırırken, erkeklerde bel çevresinin 102, kadınlarda 89 cm’den fazla olması riski arttırır” diyor. Uyku apnesi yorgunluk, sinirlilik ve konsantrasyon bozukluğu başta olmak üzere bir çok soruna neden olarak günlük yaşantıyı olumsuz etkilerken, uykuda ani ölüme yol açabiliyor. Özellikle tatil yolculuğunda araç kullanacakların çok dikkatli olmaları, böyle bir sorunları varsa en kısa zamanda hekime başvurmaları gerektiğini belirten Prof. Dr. Ceyda Erel Kırışoğlu “Yapılan çalışmalar; uyku apnesinin gün boyu aşırı uyku hali, dikkat eksikliği ve konsantrasyon bozukluğuna neden olarak trafik kazalarında 2- 6 kat artışa neden olduğunu gösteriyor” diyerek tedavinin ertelenmemesi gerektiğini vurguluyor.
İnmeden kalp krizine hatta kansere
Uyku apnesinin vücudun tüm sistemlerini etkilerken, tedavi edilmediğinde hayatı tehdit ettiğini belirten Prof. Dr. Ceyda Erel Kırışoğlu şöyle konuşuyor: “Uykuda sık tekrarlayan oksijen düşüş ve yükselişleri kalp ritminin bozulmasına, hipertansiyon, kalp krizi, inme, insülin direnci, tip 2 diyabet gibi hastalıklara yol açabilir. Düşük göz kapağı, göz içi basıncında artış, göz dibinde ödem, işitme azlığı, diş eti iltihabı, reflü, alkole bağlı olmayan karaciğer yağlanması, dirençli hipertansiyon, atar ve toplardamarlarda pıhtılaşmaya eğilim, cinsel istekte azalma, sperm kalitesinde bozulmaya neden olur. Dirençli hipertansiyon hastalarının yüzde 80’inde uyku apnesi eşlik ettiği gösterilmiştir. Bu hastalarda uyku apnesi tedavi edildiğinde kan basıncı düşer, kullanılan tansiyon ilacı sayısı azalır. Gebelerde erken doğum ve düşük doğuma yol açabilirken, fibromiyalji hastaları sıklıkla kötü uyku kalitesinden yakınırlar. Son yıllarda uyku apnesinin kanser gelişiminde de rol oynadığı gösterilmiştir. Akciğer ve kolon kanseri ile ilişkili bulunmuştur.”dedi.
Hibya Haber Ajansı