Semra Polat/ Özel Röportaj

Dünya Müslüman Alimler Birliği Kudüs ve Filistin Komisyonu tarafından düzenlenen “Gazze’nin Minarelerinden Yükselen Çağrı” konulu Birinci Türkiye Alimler Konferansı’na birçok ülkeden çok sayıda İslam alimi, dernek, STK ve basın mensubu katıldı. Konferansın ana konusu, 7 Ekim 2023’ten bu yana devam İsrail saldırıları ile yerle bir edilen Gazze ve Molla Ali Mühyiddin Karadaği’nin cihat çağrısına destek ve Gazze halkının ABD Başkanı Danald Trump tarafından bölge ülekelere tehcir edilmesi idi. Konuşmacıların ve katılımcıların tamamı, Trump’ın tehcir politikası ile birlikte Türkiye’deki bir kısım yazar-çizerin de bunu destekler şekilde sosyal medya paylaşımları yaparak Gazze halkının “hicret etmesi” gerektiği konusunun konuşulmasına tepki tepki gösterdi.

Konferansın paydaşlarından Aksa Kadınları Derneği Başkanı Müyesser Yağız ile Gazze’de yaşananları ve yaşanan süreci konuştuk.

Aksa Kadınları Derneği’nin amacı ve çalışmaları nelerdir?

Birinci Türkiye Alimler Konferansının bir amacı vardı; bu konferans, 7 Ekim’den bu yana, yaklaşık 2 yıldır devam eden, 50 binin üzerinde şehit verilen katliama karşı son noktada Hamas’ın yaptığı cihat açıklamasının uzantısıdır; Hamas’ın cihat bildirgesinin alimler üzerindeki sorumluluğunu beyan eden bir konferans oldu. Biz, Aksa Kadınları Derneği olarak bunun bir paydaşıyız. Biz kadın ayağını yürütüyoruz. Aslında Aksa Kadınları Derneği, Kudüs şehrinin imarı, inşası ve Mescidi Aksa’nın özgürleşmesi için çalışan bir dernektir. Gazzeliler, Mescidi Aksa ve Kudüs için şehit oluyorlar. Herhangi bir fert kalkıp dese ki “Bana ne Kudüs’ten? Bana ne Mescidi Aksa’dan? Ben artık çok yoruldum, bu savaş beni çok yordu. Bütün ailemi, evimi, sahip olduğum her şeyi kaybettim. Benim artık Mescidi Aksa ve Kudüs gibi bir derdim olmayacak. Ben, Gazze’de yaşayayım...” dese, emin olun İsrail, Gazze’yi ihya eder. Çünkü İsrail’in istediği şey, Gazzelilerin kafasındaki o ruhu öldürmek, bilinci öldürmek. Geldiğimiz noktada Gazze yalnız kaldı, Filistin yalnız kaldı ama direnmeye devam ediyorlar. Biz bu direnişe uzaktan bir ses değil aynı zamanda her anlamda katkı sunmaya gayret ediyoruz. Hamas 7 Ekim’den bu yana 5 komutanını şehit verdi, sayısız direnişçisini şehit verdi ama buna rağmen ilk günkü ruh ve aşk ile direnişe devam ediyor.

Donald Trump’ın bir önceki başkanlığı sırasında Doğu Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıması, tekrar başkanlığı kazandığında ise Gazzelileri bölge ülkelere tehcir fikri, Türkiye’deki bir kısım yazar çizer tarafından Trump’ın bu talebini destekleyen sosyal medya paylaşımları ile Gazzelilerin yerlerini terk etmelerinin  “hicret” olacağı beyanları konusunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

 

Kudüs’ün Doğu ve Batı olarak bölünmesini kabul etmiyoruz. Kudüs bir bütündür ve Filistin ülkesinin başkentidir. Alimler Konferansı’nda özellikle Ali Karadaği’nin söylediği gibi, Hicret, küfür topraklarında olur. Gazze ve Filistin, Müslüman toprağıdır. Kim, nereye hicret edecek? Diyelim ki bu insanlar, Müslüman topraklarında eziyet ve işkenceye maruz kaldı. Hicreti konuşalım mı? İyi de bunun söz hakkı o soykırıma maruz kalan insanlarındır, Hamas’ındır ve Gazelilerindir. Bugüne kadar onların hiçbir şekilde dillendirmediği bir konuyu bizim uzaktan onların adıma konuşmamız abesle iştigaldir. Utanılası bir durumdur. Bu bir plansa ve bir plan dahilinde ise biz siyasilerimizden şunu bekliyoruz; silah göndermenizi, yardım etmenizi bırakın, halk olarak şu rica ediyoruz; İsrail terör örgütüne destek olmayın! Nasıl destek olunuyor diye soracak olursanız; yakıtı kesin. Ticareti kestiniz ama bütün insani ilişkilerinizi kesin! Geçen yıldan beri HÜDA PAR’ın Meclis’e sunduğu “Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan Siyonist askerleri yargılansın” talebi var. Bu konu Meclis’te görüşülmedi bile.

Siz, hükümetin bu noktada kısıtlı bir tavır sergilediğine mi inanıyorsunuz?

Tabii, kesinlikle... Ülkemizden 5 bin 500’ün üzerine Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı Siyonist, İsrail’e giderek Gazze’ye karşı savaştılar, bebek öldürdüler, Antalya sahilimize gelip tatil yaptılar. Bu dünyanın hiçbir yerinde olamaz! Biz, Siyonist-terörist Türkiye vatandaşı istemiyoruz. Bu kişiler yargılanmalı. İsrail ile petrol ve enerji akışı kesilmeli! Neye mâl olursa olsun Siyonistler ile bütün işbirliği kesilmeli! Hükümet el altından ya da aleni şekilde yardım ediyordur, bunlar bizim bileceğimiz işler değil, siyasileri ilgilendiren işler. Ama ben bir vatandaş olarak, vergimi ödeyen STK temsilcisi olarak destek olmuyorsak bari direnişe köstek olmayalım diyorum.

,