Fed Başkanı Powell dün WSJ tarafından düzenlenen konferansta yaptığı açıklamada önceki söylemelerine bağlı kalırken, ekonominin yeninden açılmasına paralel olarak enflasyonun yukarı yönlü hareket edebileceğini ancak bunun geçici olabileceğini dolayısıyla Merkez Bankası’nın duruşunda değişikliğe yol açmayacağını teyit etti. Faiz oranlarındaki yükselişin dikkatlerini çektiğini söyleyen Powell buna karşın herhangi bir müdahaleye değinmedi. Piyasalarda 2011’deki Operation Twist benzeri bir adımla varlık alımlarının uzun vadelere kaydırılarak getiri eğrisinin düzleştirilmesine yönelik beklentiler vardı. Ancak konuşmadan bu yönde bir sinyal çıkmadı. Buna paralel olarak getiri eğrisinin uzun tarafındaki yükseliş sürpriz olmayan bir şekilde hız kazandı. ABD borsaları yıl içindeki en düşük seviyelere yaklaşırken halihazırda zayıf olan değerli metallerde ise satışlar derinleşti. Yurtdışındaki bu baskının açılış itibariyle TL varlıklara da yansımasını bekliyoruz.

Günün en önemli konu başlığını ise ABD’de açıklanacak olan Şubat ayı istihdam rakamları oluşturuyor. Tarım dışı istihdamın geride bıraktığımız ayda 180 bin kişi civarında artış gösterdiği tahmin edilirken işsizlik oranının %6,3’te kalması bekleniyor. Saatlik kazançlarda ise yıllık bazda %5’in üzerinde büyüme öngörülüyor. Hatırlanacağı gibi ABD’de Şubat-Nisan döneminde istihdamda yaklaşık 22 milyon kişilik kayıp yaşanmıştı. Ekonominin yeniden açılması ile birlikte bu kaybın önemli bir kısmı geri alındı. Ancak Şubat ayında beklenen artış dahil edildiğinde bile istihdamdaki açığın hâlâ 9 milyonun üzerinde olduğunu görüyoruz. Bugün verinin Ocak ayına benzer zayıf bir sonuç ortaya koyması işgücü piyasasındaki toparlanmanın önünde hâlâ çok uzun bir yol olduğunu teyit edecektir. Beklenenden önemli ölçüde iyi bir rapor ise daha yapıcı bir görünüme işaret ederek toparlanmanın geçici mali yardım önlemlerinin ötesine uzanan destekleri olduğunu ortaya koyacaktır.

BEKLENTİLERİMİZ

Borsa İstanbul direnç bölgesini aşamıyor. Haftaya oldukça güçlü bir başlangıç yapan BIST-100 endeksi sonraki işlemlerde ise bu iyimserliğini sürdürmeyi başaramadı. Özellikle ABD tahvil faizlerindeki yükselişin teknoloji sektörü başta olmak üzere ABD’de hisse senetlerini baskı altında tutması genele yayılan bir bozulma yaratıyor. Bu etkiyi yakından hisseden Borsa İstanbul’un hafta içinde gördüğü 1550 puan direncinden uzaklaşmaya başladığını görüyoruz. Fed Başkanı Powell’ın yaptığı açıklamaların ardından yurtdışında artan satışların açılış itibariyle Borsa İstanbul’a da yansımasını bekliyoruz. İlk destek olarak ise 1505 seviyesini izliyoruz.

EUR/USD üzerindeki baskı artıyor. Piyasaların odak noktasında yer alan 10 yıl vadeli ABD tahvil faizleri geçen hafta test ettiği zirve seviyenin altında olsa da Powell’ın piyasaları memnun etmeyen açıklamalarının ardından yönünü belirgin şekilde yukarı çevirmiş durumda. Buna paralel olarak da 10 yıllık vadede ABD ve Almanya tahvil faizleri arasındaki farkın 180 baz puanı da aştığını görüyoruz. Bu durum parite üzerindeki baskıyı artırırken zaman zaman görülen yukarı yönlü hareket etme çabaları ise tepkinin ötesine geçmiyor. Teknik açıdan bakıldığında ise sıklıkla vurguladığımız gibi 1,21’in altında kalındıkça büyük resimde anlamlı bir farklılık görmeyi beklemiyoruz. Aşağıda ise 1,1950’nin altındaki kapanışlar riskleri bir üst seviyeye taşıyabilir

USD/TL 7,50’nin üzerini test etmeye başladı. Bir süre ağırlıklı olarak 7,20-7,40 bandında işlem gören USD/TL’nin bu görünümünün net bir yöne işaret etmediğini dolayısıyla söz konusu bandın hangi yöne doğru kırılacağının kısa vadede izlenecek patika açısından yön gösterici olacağına dikkat çekmiştik. Bu açıdan bakıldığında 7,40’ın aşılmasının teknik şartları zorlaştırdığını söyleyebiliriz. Dolaysıyla teknik göstergeler baz alındığında 7,50’nin üzerine doğru bir tepki verilmesi sürpriz değil. Ancak volatilite yüksek seyrettiği için kurun yönü de sıklıkla değişebiliyor. Bu kapsamda kurun bu bölgedeki kalıcılığını anlamaya çalışacağız. Özellikle 200 günlük hareketli ortalamaya da yakın bir seviye olan 7,40’ın tabana dönüşüp dönüşmeyeceği önemli.

Ons altında satış baskısı hız kazandı. Tahvil faizlerindeki yükselişin yarattığı baskıyı hissetmeye devam eden değerli metaller zayıflığını sürdürürken 1700 doların altına inen ons altın Haziran ayından bu yana en düşük seviyelerde işlem görmeye devam ediyor. Teknik açıdan bakıldığında 1690-1700 dolar bandının üzerinde kalınmasının önemli olduğunu düşünüyoruz. Öyle ki, aynı zamanda 2020 MartAğustos dönemindeki yükselişin Fibonacci destek seviyesi olan bu bölgenin aşağı yönlü geçilmesi durumunda halihazırda zayıf olan teknik görünümün daha da bozulabileceğini göz önünde bulundurmak gerekir. Yukarıda ise belirgin şekilde uzaklaştığımız 1760 dolar aşılmadan büyük resmin değişeceğini düşünmüyoruz.

Kaynak ÜNLÜ Menkul
Hibya Haber Ajansı