İsrail’in Çıkarları Kızıldeniz’i Kan Gölüne Çevirecek

SİVİL DÜŞÜNCE - ANALİZ

Husiler, Kızıldeniz üzerinden İsrail'e ticari mal ve savaş lojistiği taşıyan gemilere yönelik saldırılar gerçekleştirdi.

ABD de Cuma günü, Yemen'deki Husi hedeflerine saldırı başlattı. Amerikan Merkez Komutanlığı, USS Carney destroyerinin, Husilerin gemi bulma yeteneklerini bozmak amacıyla bir Husi radar istasyonunu hedeflemek için Tomahawk seyir füzelerini kullandığını duyurdu. Amerikan Merkez Komutanlığı tarafından da açıklandığı üzere operasyonun bölgede faaliyet gösteren çok uluslu güçle ilgisi bulunmuyor ancak bu saldırıda İngiltere, Hollanda ve Bahreyn de yer alıyor. Batılı medya kaynaklarına göre saldırı, başkent Sanaa'da karayolu yakınındaki Dilami üssünde bulunan Hardad istasyonunu hedef aldı.

Husi Enformasyon Bakan Yardımcısı, kendilerine yönelik saldırılara karışan ülkelerin askeri müdahaleye duyarlı olduğunu belirterek, saldırıya karışan herhangi bir askeri üssü hedef almaya hazır olduklarını ifade etti. Ayrıca Hudeyde'nin El Hatib bölgesindeki Husilerin deniz üssüne de Amerikan saldırısı yapıldığına dair haberler yer alıyor.

İSRAİL ALGI OYUNU PEŞİNDE

İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarının 100. Gününde dünya kamuoyuna aynalama yaparak kendisini masum çıkarma peşinde zira İsrail, Hamas’ın Yahudilere karşı Holokost dehşetiyle paralellikler uyandıran iğrenç zulümler düzenlediğini savunuyor. Hamas’ın hem Yahudileri hem de onların ulus devleti olan İsrail'i yok etmeye kararlı olduklarını vurgulayarak bu dönemde, bir müzik festivalinde Holokost'tan sağ kurtulanlar ve gençler de dahil olmak üzere bebeklerden tüm ailelere kadar binlerce kişinin diri diri yakılması, tecavüz edilmesi, sakatlanması, öldürülmesi ve kaçırılması gibi antisemitizm kaynaklı zulümlere tanık oldukları” iddiasını savunuyor. Oysa geçtiğimiz Aralık ayında İsrail’in müzik festivaline yönelik saldırılarını gerçekleştirdiği uçak ve helikopterlerin bombardımanı nasıl gerçekleştirdiği dünya kamuoyu tarafından paylaşılmıştı. İsrail hükümeti ise tersine algı yürüterek, bu 100 günün sessizlik, sahte ahlaki eşdeğerlik, inkar ve meşrulaştırma ile karakterize edilen antisemitizm kaynaklı tepkilerle işaretlendiğini savunuyor.

İsrail hükümetinin en büyük korkusu ise Lahey Adalet Divanı’nda suçlu bulunmak. İsrail, Anadolu Ajansı’nın basın mensupları tarafından çekilen ve kitaplaştırılan “Kanıt” adlı kitabı Adalet Divanı’nda en büyük kanıt olarak gösterilerek, İsrail savaş uçakları tarafından sivillerin üzerine atılan fosfor bombası ile büyük bir insani vahşet gerçekleştirdiği tüm dünya kamuoyuna duyuruldu ve mahkemeye sunuldu.

İsrail genelkurmayı ise Hamas’ın Yahudilere ve Yahudi devletine yönelik saldırılarının kampüslerde, çevrimiçi platformlarda, sokaklarda ve hatta Lahey'de gerçekleştiğine vurgu yaparak algı oyunlarıyla kendisini aklamaya çalışıyor. Öyle ki “olayların ciddiyeti, bu tür şiddet ve ayrımcılık eylemlerinin acilen ele alınması ve kınanması gerektiğini” savunuyor.

İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu, düzenlediği basın toplantısında şu ifadeleri kullandı: "Kesin bir zafer arayışımızda kararlıyız: Hamas'ın ortadan kaldırılması, kaçırılanların güvenli bir şekilde geri getirilmesi ve Gazze'nin güvenli bir şekilde geri dönmes vatandaşlarımıza tehdit teşkil etmiyor. Kararlılığımız sınır tanımıyor, Lahey veya başka herhangi bir engele karşı dayanıklı."

İsrail Genelkurmay Başkanı Halevi yaptığı açıklamada, "Kaçırılanların sağ salim geri dönüşü için zaman çok önemli. Bu asil hedefe olan bağlılığımızda tereddütsüz kalıyoruz. Somut sonuçlara ulaşmak için" vurgusunu yaptı. Sonuçsuz bir ateşkesi zorlama girişimlerine direnerek, düşmanın toprakları içindeki operasyonlarda ısrarcı olmalıyız. Boyun eğmez baskı her şeyden önemlidir ve bu da bizim eylem tarzımızdır." dedi.

Kiryat Shmona Belediyesi Belediye Başkanı Avihai Stern, "Kuzeydeki güvenlik durumu değişene ve tehdit ortadan kaldırılana kadar Kiryat Shmona sakinleri geri dönmeyecek. Bu kez kesin bir çözümde ısrar ediyoruz. Teslim olmayı reddediyoruz. Eğer sokağa çıkmamız gerekiyorsa hazırlıklıyız. Şehrimiz, tahliye öncesi koşullara geri dönmek yerine, dönüştürülmüş bir gerçekliğe dönüş beklentisiyle boşaltıldı.” şeklinde konuştu.