Sivil Düşünce / Rapor

Hizbullah’ın Lübnan’daki varlığının temel amacı, İsrail’in bölgedeki etkisini azaltmak ve Lübnan’ın egemenliğini korumak olarak öne çıksa da son günlerde yaşananlar durumun hiç de olmadığının apaçık kanıtı niteliğinde.

Hizbullah’ın İran ile olan sıkı ilişkisi, İsrail'n bölgedeki etkisini azaltmak yerine bu amacın daha karmaşık bir boyuta sahip olmasına yol açmıştır. İran, Hizbullah’a askeri ve maddi destek sağlayarak, kendi bölgesel stratejilerini güçlendirmeyi hedeflemektedir. Bu durum, Hizbullah’ın sadece Lübnan ile sınırlı kalmayıp, daha geniş bir coğrafyada İran’ın Şia Hilali yayılımı etkisini artırma çabası içinde olduğunu gösteriyor.

Hizbullah’ın Lübnan’daki varlığı, İsrail ile olan çatışmalarda da önemli bir unsur haline gelmiştir. Grubun, 2006’da yaşanan Lübnan Savaşı’nda gösterdiği direniş, hem iç hem de dış düzlemde itibar kazanmasını sağlamıştır. Ancak Lübnan'ın eski başbakanı Fuad Sinyora son açıklamasında, Lübnan'ın etkili bir şekilde Hizbullah'ın ve dolayısıyla İranlıların kontrolü altında olduğunu vurguladı.

Hizbullah’ın varlığının Lübnan’da bir iç savaş ortamı yaratma riski taşıdığını ve bu durumun, İsrail’in saldırı alanını genişletmesine zemin hazırladığını öne sürülmektedir. Bu bağlamda, Hizbullah’ın askeri gücü ve stratejik hamleleri, yalnızca yerel bir direniş değil, aynı zamanda bölgesel güç dinamiklerinin bir parçası olarak değerlendirilmektedir.

LÜBNAN'DA DURUM NASIL?

Lübnan'daki kaynaklarımızdan edindiğimiz bilgiye göre, siviller kendilerini güvende hissetmiyor. Özellikle çocuklar oldukça tedirgin. İsrail'in çağrı cihazlarınına yönelik siber saldırısı sonucu ölen ve yaralanan çok sayıda sivil olduğu ve bölge ülkelerden kendilerine hiçbir destek gelmemesinen dudukları yalnızlığın savaştan daha kötü olduğunu vurguluyorlar. Lübnanlı gençlerin büyük çoğunluğunun Avrupa'ya ve Amerika'ya gittiğini, bu ülkelerde farklı hayatlar kurduklarını ve dolayısı ile Lübnan'da yaşananları unuttuklarını belirtiyorlar. Dış ülkelere giden gençlerin kültürel fikirsel olarak da Lübnan'dan koptuklarını, ülkenin geleceği için asimile olmuş bu gençlerin hiçbir yararının olmayacağı belirtiliyor.

Türkiye'nin geçmişte Lübnan'a destek olduğunu ancak son yıllarda desteğini esirgediği de eleştirilen noktalar arasında.

Sonuç olarak, Lübnan, Hizbullah ve İran’ın etkisi altında kalsa da, bu durumun karmaşıklığı, hem iç dinamikler hem de bölgesel güç mücadeleleri ile şekillenmektedir. Hizbullah’ın varlığı, yalnızca bir direniş hareketi olmanın ötesine geçerek, Lübnan’ın geleceğini ve bölgedeki güvenlik dinamiklerini etkileyen önemli bir faktör haline gelmiştir.

 

Sivil Düşünce