Umut yolculuğuna çıkan göçmenlerin umudu; Akdeniz. Deniz yoluyla Avrupa’ya geçmeyi deneyen insanların büyük çoğunluğu Libya’ya geliyor. Burada insan kaçakçılığı, işkence, gasp başta olmak üzere birçok insanlık dışı şiddete uğruyorlar. Libya'da yakalanan göçmenler genellikle kötü koşullardaki gözaltı merkezlerinde alıkonarak ülkelerine gidecekleri zamana kadar bekletiliyorlar. Trablus’ta gözaltında tutulan göçmenler çok da güvende sayılmazlar zira Libya’daki iç çatışmalar nedeniyle kapana sıkışmış durumdalar. Bazı merkezlerde hava saldırılarına uğrayan göçmenler ya yaralanıyor ya da yaşamlarını kaybediyor.
TÜRKİYE, GÖÇMENLERİ HİMAYE EDİYOR
Ortadoğu'da kilit noktada bulunan Türkiye, Asya ve Avrupa'yı birbirine bağlayan önemli bir geçiş yeri konumunda. Akdeniz'de Yunanisyan ve İtalya'nın saldırılarına uğrayan göçmenleri kurtarma çalışmaları yürüten Türkiye, İstanbul ve Ankara başta olmak üzere birçok şehirdeki göçmen merkezinde himaye ediyor.
GÖÇMENLER İNSANLIK DIŞI KOŞULLARDA YAŞIYOR
Avrupa ülkeleri ulusal sınırlarını korumak, sınırları dışındaki gözaltı tesislerinde göçmenleri himaye etme gibi
girişimlerinin yanı sıra insanlık dışı uygulamalara maruz kalan göçmenlerin sayısı da oldukça fazla. Göçmen
kamplarındaki olumsuz şartlar nedeniyle kontrol noktalarını aşarak, tıpkı bir hayvan barınağını andıran çitleri
delerek kaçan göçmenler çareyi yine Akdeniz’de arıyor ve kaçakçılara para vererek tekne ya da şişme botlarla
başka ülkelere kaçmaya çalışıyorlar. Avrupa'ya kaçmak isteyen göçmenler için hikaye burada bitmiş değil. Bilakis göçmenler için asıl zorluk şimdi başlıyor. Karşı karşıya kalınan tehlikelerden biri de özellikle Yunanistan sahil güvenlik güçlerinin saldırılarına uğrayan göçmenler ölümle burun buruna geliyor. Yunan askerleri tarafından gerçek mermilerle saldırıya uğrayan göçmenlerin ya tekneleri batırılıyor ya da botları parçalanarak hepsi denize dökülüyor. Son olarak geçtiğimiz günlerde Meriç üzerinden Yunanistan’a geçmek isteyen göçmenler elleri bağlanarak denize atılmış ve insanlık vahşeti yaşanmıştı. Aynı durum İtalya için de söz konusu. Göçmenleri ülkelerinde istemeyen Avrupa ülkelerinden Yunanistan, İtalya ve Fransa, insanlık dışı uygulamalarıyla tüm dünyanın tepkisini çekiyor.
Konuya ilişkin haberimizi okumak için tıklayın
AZ SAYIDA ARAMA-KURTARMA EKİBİ BULUNUYOR
Barınak eksikliği, hijyenik olmayan koşullarda veya olumsuz hava koşullarında yaşamak gibi tehlikelerle
karşılaşan göçmenler, sınır kapılarında bekleyişlerini sürdürüyor ya da demir çitleri delerek yollarına
devam ediyor. Bu koşullarla başa çıkmaya çalışan göçmenler ya hastalanır ya yaralanır ya da ruh sağlığı
sorunlarıyla mücadele eder. Tüm bu olumsuzluklara rağmen, politikacılar ise kendi kısır döngüleriyle yüzleşmek yerine, göçmelere yardım eli uzatmak ve seslerini dünyaya duyurmak isteyen sivil toplum örgütlerini ve sivil aktivistleri mesnetsiz bir şekilde suçlamaya çalışarak varlıklarını sürdürmeye çalışırlar.
Orta Akdeniz'de çok az özel arama kurtarma ekibi bulunuyor. Avrupa tarafından finanse edilen Libya sahil
güvenliği de bu ekipler arasında yer alıyor. 2020’nin Ocak ayından Eylül ayı sonuna kadar, 23.000'den fazla göçmenin İtalya'ya gittiği biliniyor.
DENİZDE HER HAFTA 10 GÖÇMEN ÖLÜYOR
Denizde ölen ya da kaybolan kişi sayısı bilinmiyor bile. Haftada ortalama 10'dan fazla kişi yakalanarak
Libya'ya geri gönderiliyor. Libya güvenli bir yer olmamasına rağmen, 2020'de Eylül 2020 sonu itibarıyla
8 bin 200'ün üzerinde kişi Libya'ya iade edildi.
Analiz: Semra Polat
Sivil Düşünce Haber Portalı
sivildusunce.com