Semra Polat, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın partisinin Bayburt, Giresun, Niğde ve Zonguldak 7. Olağan İl kongrelerine canlı bağlantıyla katılarak yaptığı açıklamayı analiz etti.

Erdoğan konuşmasında, ''Çarşamba günü Millete Sesleniş programını özellikle izlemenizi tavsiye ediyorum. Sizlere bir çok güzellikleri orada takdim edeceğim'' diyerek konuşmasına şöyle devam etti: "Ülkemizin tarihi bir atılımın içinden geçtiği şu dönemde milletimizle olan gönül bağımızı daha güçlendirerek yürüttüğümüz mücadeleyi zafere ulaştıracağız." diyerek gündemi yine kendisi belirledi. Hemen herkes Çarşamba'ya odaklanmış durumda. Erdoğan'ın ne açıklayacağı, ne konuşacağı merak konusu..

Kasım 2020'de İYİ Parti'den Prof.Dr. Ümit Özdağ, CHP, HDP, İYİ Parti ve Saadet Partisi'nin bir araya gelerek yeni bir anayasa taslağı hazırladıklarını ifşa etmiş, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ise Özdağ'ın iddiasını kesin bir dille yalanlamıştı. Tam da o saatlerde Özdağ'ın iddia ettiği Anayasa taslağı biz basın mensuplarının eline çoktan ulaşmış, Kılıçdaroğlu'nun geçtiğimiz genel seçimler öncesinde konuk olduğu Televizyon kanallarına konuya ilişkin yaptığı ''Yeni bir Anayasa üzrinde çalışmalarımızı yürütüyoruz'' videoları ise çoktan hatırlatılmaya başlanmıştı bile...

Her ne kadar toplumdaki ortak kanaat yeni bir Anayasanın elzem olduğu inancı üzerine kurulu idi ise de, bu Anayasanın AK Parti ve MHP'den bağımsız yapılamayacağını da kesin kılıyordu. Zira muhalefetin hazırladığı Anayasa taslağı içerik bakımından oldukça eksik fakat ihtiva ettiği maddeler açısından sorunlu bulunuyordu.  

Cumhurbaşkanı Erdoğan dünkü konuşmasında ''18 yılda yapılmayanı yaptık'' derken aslında ''bir Anayasa değişikliği yapılması gerekiyorsa onu da ben yaparım'' dedi. Muhalefetin Anayasa taslağı çalışması elinde patlamış ancak Erdoğan'a da yeni bir kapı aralamış oldu. 

Belli ki bu kez çok daha büyük reformlar yapmak üzere kollarını sıvayan Erdoğan'ın kemikleşmiş oligarşiyi de yıkması gerekecek.

Erdoğan'ı oligarşik direnci yıkmak konusunda zorlu bir süreç beklerken, öte taraftan ülkenin içinde bulunduğu ekonomik koşullar ve üniversiteler üzerinen ülkede yeni bir kaos hareketinin başlatılması yönündeki gayeler de kendisini epey zorlayacağa benziyor.

Erdoğan bu güne kadar halkın desteğini arkasına alarak büyük işler başardı. Özellikle de Kürtlerin desteği ile girdiği her seçimden galip ayrıldı. Fakat son yerel seçimleri baz alacak olursak Kürtlerin Erdoğan'a olan güveninin eskisi kadar güçlü olmadığı söyleyebilirim.

Erdoğan'ın Kürtleri ikna etmesi ve tekrar kendi safına çekebilmesi için güven tazelemesi gerekiyor. Buzdolabında donmaya bırakılan çözüm süreci hala soğukluğunu koruyor. Özellikle devlet okullarında anadilde eğitimin verilmesi talebi Kürtler açısından ilk sırada geliyor zira dünyanın ''demokratik'' hiçbir ülkesinde ''asli unsur'' olarak kabul edilen bir halk anadilini para karşılığı öğrenmiyor. Hayata geçirilmesi düşünülen yeni Anayasa ile vatandaşlık tanımı da düzenlenerek ''Türkiye vatandaşlığı'' kavramı ile güçlendirilmesi gereken bir diğer madde.

Erdoğan, koalisyon ortağı MHP'ye rağmen bu atılımları gerçekleştirebilir mi, gerçekleştirebilse dahi Meclis'te yeterli çocğunluğa ulaşa bilir mi bilemiyorum. 

Erdoğan, yeni Anayasa ve reform paketinde başarılı olur mu bilemiyorum ancak şunu gayet iyi biliyorum ki, 2013'e kadar ki en güçlü olduğu ve halkın desteğini arkasına aldığı dönemde Anayasa'yı gayet rahat bir şekidle değiştirebilirdi. O zamanlar bu değişiklikleri yapmış olsaydı, bugün çok daha başka şeyleri konuşuyor olacaktık.

Görünen o ki kapıda yeni bir referandum ve olası bir erken seçim ihtimali var...