Baykal, Tuğrul Türkeş kadar cesur olamadı.
Kendisine yapılan Bakanlık teklifini istemeye istemeye reddetti.
Gönlünce hareket edemedi. Yeniden mebus olabilmek için, yeni yetme Kılıçdaroğlu’nun dayatmasına teslim oldu…
Buraya kadar normal; tam Baykal’dan beklenebilecek bir gelişme…
Baykal teklifi reddederken bir de lakırdı etti: “Parti ahlakına uygun hareket edeceğim…”
Beni şaşırtan bu oldu. CHP pek ahlaklı bir partiymiş de kendisi de bu ahlaka uyuyormuş…
Baykal ahlaktan bahsederse ben de eski defterleri önüne sererim…
Merak etmesin, bel altı konulardan bahsetmeyeceğim; o konuda zorlanacağını biliyorum…
Onu 70’li yıllara götüreceğim.
***
70’li yıllara gitmeden önce benim gibi siyaset bilimi doçenti olan Baykal’a bir hatırlatmada bulunayım:
Kurumlar söz konusu olduğunda ahlaktan değil etikten bahsedilir.
Ahlak (moral) kişiler için söz konusudur; etik (âdab) ise kurumlar için…
Yani “parti ahlakı” değil de “parti etiği” demesi gerekirdi.
Adaba aykırı hareket eden kuruma edepsiz; ahlaka aykırı hareket eden kişiye ahlaksız denir…
Fakat Baykal bilimden çok başka işlerle uğraştığı için bu incelikleri bilmez…
Mazur görüyorum.
Şimdi mahut 70’li yıllara gidebiliriz.
***
Yıl 1977… Kıbrıs başarısını kendine mal eden CHP fırtına gibi esiyor…
CHP’nin başında nam-ı diğer Karaoğlan var. İkinci adam: Genç ve yakışıklı Deniz Baykal…
Seçimlerden beklendiği gibi CHP birinci parti olarak çıkıyor. CHP tam %41 oy oranına ulaşıyor. Tıpkı bugünkü Ak Parti gibi…
Fakat o da ne… Tıpkı bugünkü Ak Parti’nin kaçırdığı gibi, CHP de kıl payı farkla tek başına hükümeti kaçırıyor.
Ak Parti’nin 18 eksiği var; CHP’nin ise 11 eksiği vardı…
CHP önce, güvenoyu alamayacağını bile bile, azınlık hükümeti kurdu.
(Cumhurbaşkanı Korutürk bu hükümeti onaylamamalıydı ama sol baskıya dayanamayıp onayladı…)
Bu hükümet girişiminin etik ve mantık dışı olduğundan bahsetmeyeceğim; çünkü turpun büyüğü heybede…
***
Zaten yıkılacağı belli olan CHP azınlık hükümeti yıkılınca yerine ikinci MC hükümeti kuruluyor.
Fakat Baykal’ın tabiriyle “pek ahlaklı CHP” bu sırada boş durmuyor. Peki, ne yapıyor?
Harıl harıl mebus transferi için hazırlık yapıyor…
CHP 11 eksiğini, rakibi olan Adalet Partisi’nden 11 mebus transfer ederek kapatıyor.
Peki, ne karşılığında: Bakanlık koltuğu karşılığında…
AP’den CHP’ye geçen 11 mebusun 11’ine de bakanlık koltuğu veriliyor…
Pazarlıklar Güneş Motel denilen mekânda yapıldığı için bu utanç verici olay tarihe “Güneş Motel Olayı” olarak geçti…
Güneş Motel’de mebus pazarı kuruldu ve CHP bakanlık rüşveti karşılığında hükümet satın aldı.
Bu olay, Türkiye siyaset tarihinin en utanç verici, en etik dışı olayı olmuştur.
***
Etik dışı bir temele oturduğu için bu hükümet bütün alanlarda başarısız oldu.
Siyasi alanda sağ-sol çatışması zirve yaptı. 100’den fazla insanın öldüğü Maraş olayları bu dönemde yaşandı…
Ekonomik alanda tam bir kriz yaşandı. Yağ, gaz, sigara, benzin gibi temel mallar bile piyasadan çekildi…
1978 yılında kurulan bu kirli hükümet 1979 yılında yapılan ara seçimde hezimete uğradı. Ecevit istifa etmek zorunda kaldı…
***
Ahlaktan bahseden Baykal’a bunları hatırlatıyorum.
“Efendim bunlar çok eski, benim bir kabahatim yok…” diyemez.
Kendisi o dönem CHP’nin ikinci adamıydı ve bu kirli hükümette de bakan olarak görev yapmıştı…
***
Ak Parti, vakt-i zamanında CHP’nin yaptığı etik dışı işi yapmıyor.
Tamamen anayasaya ve yasalara uygun olarak erken seçime gidiyor.
Son sözü halka bırakıyor.
Yine anayasa gereği ülkeyi erken seçime götürmek üzere bir seçim hükümeti kuruyor.
CHP gibi etik dışına çıkıp azınlık hükümeti kurmuyor… (Hâlbuki teknik olarak kurabilirdi…)
Mebus pazarı kurmuyor…
Baykal’a göre CHP “ahlaklı”, Ak Parti “ahlaksız” oluyor…
Kimin edepli kimin edepsiz olduğuna halk karar verir; Baykal değil…
1979 seçiminde halk CHP’nin edepsiz olduğunu resmen tescilledi…
Baykal da o hükümetin bir üyesiydi…
Başka söze gerek yok…
Kendisine yapılan Bakanlık teklifini istemeye istemeye reddetti.
Gönlünce hareket edemedi. Yeniden mebus olabilmek için, yeni yetme Kılıçdaroğlu’nun dayatmasına teslim oldu…
Buraya kadar normal; tam Baykal’dan beklenebilecek bir gelişme…
Baykal teklifi reddederken bir de lakırdı etti: “Parti ahlakına uygun hareket edeceğim…”
Beni şaşırtan bu oldu. CHP pek ahlaklı bir partiymiş de kendisi de bu ahlaka uyuyormuş…
Baykal ahlaktan bahsederse ben de eski defterleri önüne sererim…
Merak etmesin, bel altı konulardan bahsetmeyeceğim; o konuda zorlanacağını biliyorum…
Onu 70’li yıllara götüreceğim.
***
70’li yıllara gitmeden önce benim gibi siyaset bilimi doçenti olan Baykal’a bir hatırlatmada bulunayım:
Kurumlar söz konusu olduğunda ahlaktan değil etikten bahsedilir.
Ahlak (moral) kişiler için söz konusudur; etik (âdab) ise kurumlar için…
Yani “parti ahlakı” değil de “parti etiği” demesi gerekirdi.
Adaba aykırı hareket eden kuruma edepsiz; ahlaka aykırı hareket eden kişiye ahlaksız denir…
Fakat Baykal bilimden çok başka işlerle uğraştığı için bu incelikleri bilmez…
Mazur görüyorum.
Şimdi mahut 70’li yıllara gidebiliriz.
***
Yıl 1977… Kıbrıs başarısını kendine mal eden CHP fırtına gibi esiyor…
CHP’nin başında nam-ı diğer Karaoğlan var. İkinci adam: Genç ve yakışıklı Deniz Baykal…
Seçimlerden beklendiği gibi CHP birinci parti olarak çıkıyor. CHP tam %41 oy oranına ulaşıyor. Tıpkı bugünkü Ak Parti gibi…
Fakat o da ne… Tıpkı bugünkü Ak Parti’nin kaçırdığı gibi, CHP de kıl payı farkla tek başına hükümeti kaçırıyor.
Ak Parti’nin 18 eksiği var; CHP’nin ise 11 eksiği vardı…
CHP önce, güvenoyu alamayacağını bile bile, azınlık hükümeti kurdu.
(Cumhurbaşkanı Korutürk bu hükümeti onaylamamalıydı ama sol baskıya dayanamayıp onayladı…)
Bu hükümet girişiminin etik ve mantık dışı olduğundan bahsetmeyeceğim; çünkü turpun büyüğü heybede…
***
Zaten yıkılacağı belli olan CHP azınlık hükümeti yıkılınca yerine ikinci MC hükümeti kuruluyor.
Fakat Baykal’ın tabiriyle “pek ahlaklı CHP” bu sırada boş durmuyor. Peki, ne yapıyor?
Harıl harıl mebus transferi için hazırlık yapıyor…
CHP 11 eksiğini, rakibi olan Adalet Partisi’nden 11 mebus transfer ederek kapatıyor.
Peki, ne karşılığında: Bakanlık koltuğu karşılığında…
AP’den CHP’ye geçen 11 mebusun 11’ine de bakanlık koltuğu veriliyor…
Pazarlıklar Güneş Motel denilen mekânda yapıldığı için bu utanç verici olay tarihe “Güneş Motel Olayı” olarak geçti…
Güneş Motel’de mebus pazarı kuruldu ve CHP bakanlık rüşveti karşılığında hükümet satın aldı.
Bu olay, Türkiye siyaset tarihinin en utanç verici, en etik dışı olayı olmuştur.
***
Etik dışı bir temele oturduğu için bu hükümet bütün alanlarda başarısız oldu.
Siyasi alanda sağ-sol çatışması zirve yaptı. 100’den fazla insanın öldüğü Maraş olayları bu dönemde yaşandı…
Ekonomik alanda tam bir kriz yaşandı. Yağ, gaz, sigara, benzin gibi temel mallar bile piyasadan çekildi…
1978 yılında kurulan bu kirli hükümet 1979 yılında yapılan ara seçimde hezimete uğradı. Ecevit istifa etmek zorunda kaldı…
***
Ahlaktan bahseden Baykal’a bunları hatırlatıyorum.
“Efendim bunlar çok eski, benim bir kabahatim yok…” diyemez.
Kendisi o dönem CHP’nin ikinci adamıydı ve bu kirli hükümette de bakan olarak görev yapmıştı…
***
Ak Parti, vakt-i zamanında CHP’nin yaptığı etik dışı işi yapmıyor.
Tamamen anayasaya ve yasalara uygun olarak erken seçime gidiyor.
Son sözü halka bırakıyor.
Yine anayasa gereği ülkeyi erken seçime götürmek üzere bir seçim hükümeti kuruyor.
CHP gibi etik dışına çıkıp azınlık hükümeti kurmuyor… (Hâlbuki teknik olarak kurabilirdi…)
Mebus pazarı kurmuyor…
Baykal’a göre CHP “ahlaklı”, Ak Parti “ahlaksız” oluyor…
Kimin edepli kimin edepsiz olduğuna halk karar verir; Baykal değil…
1979 seçiminde halk CHP’nin edepsiz olduğunu resmen tescilledi…
Baykal da o hükümetin bir üyesiydi…
Başka söze gerek yok…