cemal @ sivildusunce.com
Eskiden “komünistler Moskova’ya!” derdik.
Komünist kelimesi bütün kötülükleri içerecek bir şekle bürünmüştü.
Faşist kelimesinden daha ağır bir kelimeydi.
Halk faşisti bilmez ama komünisti çok iyi bilirdi. Halkın algısında komünist kelimesi, dinsiz, imansız, ahlaksız, namussuz, vatansız gibi bilumum kötü anlamları içerirdi…
Komünizm heyulası 80’lerin sonunda tarihe intikal etti. Ne komünizm kaldı ne de komünist…
***
Komünizmin sonunu Gorbaçov getirdi. Boris Yeltsin’e bir enkaz devretti. Ayyaş Yeltsin o enkazın altında kaldı. Demokrasiyi getiremedi, serbest piyasayı kuramadı…
Cenazeyi kaldırma görevi Putin’e verildi. KGB tecrübesini de kullanan Putin ülkede yeniden bir diktatörlük kurdu. Zahiren demokrasiyi kurmuş gibi yaptı ama gerçekte gizli diktatörlüğünü kurdu…
Serbest piyasayı kurma konusunda da başarısız kaldı. İktisadi alanda, devlet kesesinden oligarklar üretti.
Putin ekonomide de siyasette de tek adamlık diktatörlüğü kurdu. Siyasi alanda istediğini çıkarıyor (Medvedev gibi), istediğini batırıyor… Ekonomi alanında da istediğini oligark yapıyor, istemediğini iflas ettiriyor…
Yani bir anlamda Putin, adını koymadı ama, Komünizmi yeniden kurdu diyebiliriz. I. Komünizmi Lenin-Stalin ikilisi kurmuştu. İkinci Komünizmi de Putin kurdu.
Birincinin ömrü 70 yıl sürmüştü. İkincinin ömrü o kadar da sürmeyecek… Rusya için Putin’den ötesi görünmüyor… Onun ömrü de 5-10 yılı geçmez…
Zavallı Rus halkı önce bir çarlıktan ötekine savruldu… Sonra da bir komünizmden ötekine savruluyor…
***
Bize dönecek olursak… Bizde komünizmin kökünü Evren Paşa kazımıştı. Gorbaçov’dan on yıl kadar önce… Komünizm, toplumsal tabanda yer edinemediği için Paşa’nın işi kolay olmuştu…
Evren Paşa’dan bu yana kimse kimseye “komünist” diye hakaret etmiyor artık…
Tam da “artık bu ülkede komünist kalmadı!” derken karşımıza, Moskova’ya sefer eden HDP’liler çıktı.
Meğerse ülkemizin son komünistleri HDP’lilermiş… Biz onlara “HDP’liler Moskova’ya!” demeden, kendiliklerinden gidiverdiler… Tilkinin dönüp dolaşıp gideceği yer kürkçü dükkânıymış…
HDP, Türkiye’de kaybettiği iğneyi Moskova’da arayan bir şaşkın… Bir zavallı… Moskova kendi derdine çare bulamazken HDP’ye mi çare bulacak…
Geçen aylarda da HDP, iğneyi aramak için Brüksel’e gitmişti… AB kapılarında yüzsuyu dökmüştü…
Ondan önce de ABD’ye gitmiş, Yahudi lobisi ve Ermeni lobisinin elini öpmüştü
***
Zavallı HDP, bir türlü evine dönemiyor, ait olduğu yere dönemiyor… Hendekte kaybettiği iğneyi başka yerlerde arıyor…
Türkiye’de hiç dostları kalmadı… DTK’nın özerklik açıklamasından sonra, Sevan Nişanyan hariç, Nişantaşı bile onları terk etti.
Ak Parti’yi geriletme amacıyla HDP’ye şirinlik muskası takan Kemalistler de kapı dışarı etti HDP’yi…
Geçen hafta Doğan grubu, Ahmet Hakan ve Ertuğrul Özkök aracılığıyla, “bize ihanet ettin, bizi kandırdın…” diyerek HDP’yi kapının önüne koydu…
Kemalizm’in kalesi olan İstanbul Barosu’nun başkanı Ümit Kocasakal da “takke düştü kel göründü” diyerek HDP’yle ilişkisini bitirdi…
HDP, futbol deyimiyle, ofsayt’a düştü… Beleşten gol atayım, karambolden özerklik kazanayım derken, kırmızı kartı gördü… Hem gol atamadı, hem de oyundan çıkarıldı…
***
HDP, çözüm sürecini bitirdiğinden bu yana üst üste hatalar yapıyor. Son yaptığı iki büyük hatayla siyaseten intihar etti
Önce, bütün milletin Moskof düşmanlığının şaha kalktığı bir hengâmda Moskova’ya gitti…
Sonra da, daha bunun öfkesi dinmemişken, hendek siyaseti dolayısıyla Türkün de Kürdün de HDP’ye ateş püskürdüğü bir hengâmda, DTK kanalıyla özerklik ilan etti, “bağımsız olacağız…” dedi.
Eğer bu iki hata, 1 Kasım seçimlerinden önce olsaydı kesinlikle HDP barajın altına düşerdi…
Ama toplumsal hafıza unutmaz… Toplumsal hafıza bunları bir yere yazdı…
Gelecek seçimlerde, 2019’da HDP barajı geçemeyecek… HDP barajı geçemediği için doğudaki tüm mebuslar Ak Parti’nin olacak…
Ak Parti 367’yi aşacak, anayasayı tek başına değiştirecek ve Erdoğan’ı başkan yapacak…
HDP de “seni başkan yaptırmayacağız” sözünü mezar taşı olarak kullanacak…
Türkiye’nin son komünistleri 2020’yi göremeyecek…
***
“HDP bitmez, toplumda tabanı var…” diye itiraz edeceklere de şunu söylüyorum:
HDP tamamen bitecek demiyorum, siyaseten bitecek; siyasi bir değeri kalmayacak; siyasi hesaplara dâhil edilmeyecek… Siyaseten muhatap alınmayacak…
Barajın altında debelenen, marjinal bir parti olarak devam edecek… Günbegün eriyecek ve en nihayet, TKP gibi, BBP gibi, Vatan Partisi gibi partilerin derekesine inecek…