Malum, Ak Parti, geleneksel sebeplere binaen, rızaya dayalı olarak yapılan erken evliliklerle alakalı bir tasarı hazırladı. Muhalefetin bunu bilinçli olarak saptırması üzerine de tasarıyı geri çekti.
Olup biten bundan ibaret. Fakat CHP denilen parti, büyük bir zafer kazanmış edasıyla, lebalep kadınlarla dolu grup salonunda kutlamalar yaptı.
Güya Ak Parti kadın düşmanıymış, küçük yaşta evliliklere taraftarmış ve güya kendileri de kadınların dostu bir partiymiş gibi nümayişler yaptı.
Biz lafı uzatmadan onlara kısaca şunu diyoruz:
Bin türlü teseyyüp bulunur hânelerinde
Yani, CHP’nin akl-ı evvelleri nutuk çekerek güya dünyaya nizam vermeye çalışıyorlar ama hakikatte onların evlerinde bin türlü günah ve çirkinlik bulunur.
***
CHP’nin kadın haklarını savunduğu ve kadınları koruduğu yolundaki söylem tamamen yalandır. Bu iddia bilimsel ve tarihi gerçeklere aykırıdır.
Yaprak Zihnioğlu tarafından yapılan bilimsel araştırma (yüksek lisans tezi) şu gerçeği ortaya koydu: CHP’nin kadın haklarını savunduğu iddiası tarihsel gerçeklere göre doğru değildir. Tam tersine, CHP, kadın haklarını savunanları engellemiştir; feminist hareketleri bastırmış, kadın derneklerini kapatmıştır; kadınlara verildiği söylenen haklar göstermeliktir. Tezin adı bile her şeyi özetliyor: Kadınsız İnkılap… (1)
Pek kimse bilmez, bu ülkede Halk Fırkasından (CHP) önce kurulan bir parti var: Kadınlar Halk Fırkası. Nezihe Muhiddin öncülüğünde bir grup kadın Kadınlar Halk Fırkası kurmak için Mayıs 1923’te resmi girişimleri başlıyorlar. Ocak 1924’e kadar uğraşıyorlar. Fakat Halk Fırkası, yani CHP, kadınların ayrı bir parti kurmasına müsaade etmiyor.
CHP, siyasal haklar talep etmemeleri ve siyasetle uğraşmamaları şartıyla kadınların dernek kurmalarına lütfen müsaade ediyor. Bu şartlı izin üzerine kadınlar, ünlü Türk Kadınlar Birliği’ni kurdular. Fakat CHP bu derneğin çalışmalarına da tahammül edemedi ve Türk Kadınlar Birliğini de 1935 yılında kapattı.
Bu olay üzerine, CHP’nin yayın organı meşhur Cumhuriyet gazetesi şu manşeti attı: “Türk Kadınlar Birliği kapatıldı, fesat çıkaran hatun kişilere haddi bildirildi.”
***
Hasılı CHP ve CHP’nin inkılapları, kadınların lehine değil aleyhine yapılan inkılaplardır. CHP, kadınların örgütlenmelerini ve siyasi haklarını sürekli engellemiştir.
Tamamen kadın düşmanı görünmemek için, zevahiri kurtarmak için, dünyaya demokrat bir görüntü vermek için, kâğıt üstünde kalan, “kadınlara seçme ve seçilme hakkı” gibi sözde haklar vermiştir. Ülkede tek parti (CHP) olduktan sonra seçme ve seçilme hakkının bir anlamı yok. İsterlerse çocuklara da seçme hakkı versinler…
Kadınlara parti kurma ve dernek açma gibi temel ve doğal haklarını vermeyen CHP, “kadınlara seçme ve seçilme hakkı verdik” diye övünüyor. Aslında demek istediği şu: Kadınlara da CHP’ye oy verme hakkını verdik; ne mutlu kadınlara, daha ne istiyorlar…
Yapak Zihnioğlu bu konuda şunları diyor: “1930 yılında Türkiye’de kadınlara belediye seçimlerine katılma hakkının tanınması tek parti yönetiminin dünyaya kendini demokratik olarak gösterme amacıyla bağlantılıdır. Aynı şekilde 1934’de kadınlara tanınan siyasal hak esas olarak simgesel bir haktır.”
***
Atalarımız “kâzip şöhret” derlerdi. Yani yalancı şöhret. CHP’nin kendini kadınların yanında göstermesi tamamen yalandır. Tarihsel ve bilimsel hakikatlere göre külliyen ve kökten yalandır.
Gelelim somut olaylara ve özel konulara:
CHP’nin son genel başkanı Kılıçdaroğlu’nun nasıl bir ahlak dışı operasyon sonucunda genel başkan olduğu meselesine hiç girmiyorum…
CHP’nin dördüncü genel başkanı Deniz Baykal’ın ahlak dışı özel hayatına da girmiyorum. Çünkü bunlar daha yeni olaylar ve kamuoyu tarafından biliniyorlar.
Benim niyetin tarihte kalmış, kamuoyunun duymadığı bir konuya girmek.
Bu konuyu ilk gündeme getiren Semra Polat, CHP’nin birinci genel başkanı ile 15 yaşındaki bir kızın mahrem macerasını yazdı. Zsa Zsa henüz 15 yaşında bir kız çocuğu iken 56 yaşındaki M. Kemal ile 6 ay yaşadığı yasak ilişkisini 1991’de yayınlanan ‘’One Lifetime is not Enough ‘’ adlı kitabında yer verir.
İşte o kitaptan kısa bir alıntı: “İkimiz baş başa kalmıştık. Henüz 15 yaşındaydım. Çocuk denecek kadar genç sayılırdım. Atatürk 56 yaşında olgun bir erkekti… Atatürk’e bekaretimi verdim…” (2)
***
Şimdi de 17 yaşındaki Safiye Ayla’nın, CHP’nin birinci genel başkanıyla ilgili anılarını dinleyelim:
“O gece bana bol bol övgüler yağdırdı Atatürk. On yedi yaşında ve en güzel çağımdaydım. Vücudumun kadınsı çizgileri yeni yeni ortaya çıkmaktaydı. (…) Ertesi gün Çankaya’ya çağrıldım o geceyi asla unutamıyordum. (…) Bu büyük insanla baş başa iki gece geçirdik. Heyecan dolu, şiir yüklü toz pembe iki gece... O gecelerin unutulmaz anıları ruhumun derinliklerine sindi. Başkalarıyla asla paylaşmayacağım, kıskançlıkla koruduğum ve kalbimin en gizli köşelerinde sakladığım anılarımla sarhoş bir halde İstanbul’a döndüm.”
Gelelim CHP’nin ikinci genel başkanına. Nam-ı diğer İsmet Paşa’ya. Safiye Ayla onunla ilgili olarak da şunları yazıyor:
“İsmet Paşa az sonra izin isteyip sofradan çekildi. Zaten erken yatan bir insandı. O sofradan ayrılır ayrılmaz Atatürk bana döndü: “Safiye git bak bakalım, paşanın bir isteği var mı?” diyerek ardı sıra gönderdi. İnönü’nün odasına girdiğimde beni büyük bir incelik ve istek içinde karşıladı. Bana pijamalarını verdi. “Yanımda kal kara kız” dedi, “yorgun görünüyorsun.” (…) İnönü’nün odasında kaldığım geceden sonra Atatürk beni bir daha sofrasına çağırmadı. (…) Ancak şunu iyi biliyorum ki; Ata o günlerde İstanbul radyosu sanatçılarından Melek Tokgöz adlı bir hanımla çok yakından ilgileniyordu.” (3)
“Safiye Ayla da kimmiş?” diye soran yeni nesle cevabım: Safiye, henüz doğmadan babasını, üç yaşındayken de annesini kaybetmiş, yetimhanelerde büyümüş, kimsesiz ve zavallı bir kız… Daha sonrasının ünlü şarkıcısı
Yorum yok…
***
CHP kadın mevzuunda atıp tutmaya devam ederse biz de CHP’nin cemaziyelevvelini anlatmaya devam ederiz.
Sırada Rıza Nur’un anıları var… Latife Hanım’ın neden boşandığı meselesi var… Fikriye Hanımın öldürülmesi meselesi var… Afet Hanım var… Madam Corinne var…
CHP daha fazla konuşmasın ve kimseye ahlak dersi vermeye kalkışmasın. Bildiklerimizi anlatırsak kendisi zararlı çıkar…
Son söz: CHP’nin en büyük zaafı CHP’nin kendi tarihidir… CHP öylesine sorunlu bir tarihe sahip ki, kimseye hiçbir konuda, hiçbir söz edemez… Kime, ne eleştirisi yöneltse, daha kötüsü kendi tarihinde var…
Notlar:
(1)http://www.obarsiv.com/pdf/YaprakZihnioglu_NB.pdf
(2) http://www.sivildusunce.com/yazilar/776-ataturkun-lolitalari.html#.WDarYeaLTIU
(3) Necati Güngör, Safiye Ayla’nın Anıları, İstanbul: Heyamola Yayınları, s. 19 ve 107-108
***
https://twitter.com/CemalFedayi
https://www.facebook.com/cemal.fedayi