semra @ sivildusunce.com

İsrail'de Mart ayından bu yana kurulamayan hükümet ve siyasi pasrtiler arasıdna yaşanan iç politika çıkmazı, Başbakan Binyamin Netanyahu'yu Gazze'ye saldırmaya itti. Hemen her Ramazanda İsrail'in Filistin'e yönelik alışılagelmiş saldırılarının bu kez başka bir nedeni var.

Anlatayım:

24 Mart'ta İsrail'de gerçekleştirilen genel seçimlerden Netanyahu'nun Likut partisi galip geldiği halde hükümet kurmak için Meclis'te yeterli sandalye sayısına ulaşamadı. Binyamin Netanyahu’nun partisi Likud, 33 milletvekili çıkararak seçimde birinci olurken  Naftali Bennett liderliğindeki Yamina partisi ise 7 milletvekiliyle meclise girdi. Netanyahu’nun 120 sandalyeli İsrail Meclisinde, 61 sandalyeye ulaşarak hükümeti kurabilmesi için Yamina’nın desteğini alması ve kabineyi kurması gerekiyordu. Filistinlilerin partisi Ortak Arap Listesi Bloku ise oy kaybederek 8 milletvekiline düştü.

Netanyahu'nun Likud partisi, Bennett ve Lapid'in hükümet kurulmasını engellemek amacıyla Yamina milletvekillerine baskı yapmak için bir kampanya başlattı. Dört Yamina milletvekili, partilerinin daha fazla üyesini almaya ikna etmek için Likud saldırısına hazırlanırken, liderleri Naftali Bennett'e bağlılıklarını doğrulayan bildiriler yayınladılar. 

Yeni milletvekilleri Abir Kara, İdit Silman ve Nir Orbach, son günlerde Başbakan Binyamin Netanyahu'nun temsilcilerinin partilerinden iltica etmeleri ve Bennett, Yesh Atid'den Yair Lapid ve müttefiklerinin hükümet kurmasını engellemeleri karşılığında aldıkları cömert teklifleri (!) reddettiler.

Abbas, Kudüs ve Gazze'deki şiddet olayları nedeniyle Lapid ile görüşmeleri askıya aldı.
Netanyahu karşıtı partilerin genel başkanları açısından bakıldığında, mevcut düşmanlıkların artmasının zamanlamasının olumlu tarafı, Yeş Atid lideri Yair Lapid'in hükümet kurma görevinin başlangıcında gerçekleşmesi olarak görülebilir.

İsrail Cumhurbaşkanı Reuven Rivlin tarafından görüşmesinin üzerinden sadece yedi gün geçti. Yani sadece 21 gün kaldı.

İsrailli Politikacılar Kudüs Krizini Yönetemiyor 

İsrail'in sahip olduğu füze ve roketler yüksek güdümlü olmasına rağmen Hamas günün sonunda galip geliyor. İsrail'in o çok övündüğü demirkubbe ise başına yıkılmış durumda zira Hamas'ın Tel Aviv'e fırlattığı roketler 5 kişinin ölümüne neden oldu.

Tüm dünyadan özellikle Türkiye'den İsrail'in saldırılarına yönelik kınama mesajları ve Arap ülkeleri ile oluşturulan diyalog, İsrail'i ve özellikle Binyamin Netanyahu'nın oğlu Yair'i oldukça sinirlendirmiş görünüyor zira hem sosyal medya Twitter hesabından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın paylaşımlarına yaptığı yorumlar hem de Türkiye'yi boykot çağrıları sinir uçlarının ne kadar zayıfladığının birer göstergesi.

İsrail polisi son yıllardaki en karmaşık güvenlik olayını ele almakla baş başa kaldı. Başbakan Binyamin Netanyahu, Tapınak Dağı ve Doğu Kudüs'e nispeten ihtiyatlı yaklaşımına sadık kalıyor...

2015 ve 2016'da Netanyahu, ortamı yumuşatmak için Ürdün ve ABD'ye bir dizi taviz verme konusunda anlaşırken Knesset üyelerinin Tapınak Dağı'na girişini kısıtlamak, yerleşkeye giren Yahudi sayısını azaltmak ve Tapınak Dağı'nda Müslümanların dua ettiği statükoyu kendi sesiyle tekrarlamak zorunda kaldı ve Tapınak Dağı'nı ziyarete açtı.

İç siyasi kaosu düzelteyim derken iç savaşa sürüklenen İsrail

İsrail'de Mart ayından bu yana kurulamayan hükümet, kendi iç siyasi hesaplarını gizlemek amacıyla Gazze'ye yönelik saldırılarını artırmaya itti. Netanyahu seçimde Filistinlilerin oyunu almak için Mekke'ye direk uçuşları başlatacağını vaad ederken, Müslümanların mübarek ayı olan Ramazan'da Şeyh Jarrah mahallesindeki müslümanları evlerinden zorla çıkararak işgal ediyor ve Doğu Kudüs ile Gazze'ye saldırarak Müslümanların ilk kıblesi olan Mescid-i Aksa'da namaz kılanlara çelik mermiler sıkarak ses bombaları atılıyor.

İsrail'de iç siyasi karşıklık büyük bir iç savaşa neden olmuş durumda... Filistinlilerin evlerini ve topraklarını işgal eden İsrail ise iç siyasi çıkmazını Gazze'ye saldırmakla perdelemek istiyor ancak bu sefer baltayı taşa vurdu zira Hamas elindeki ksıtlı roketlerle İsrail'i bombalayarak karşı taarruza geçti. Ve bu defa Müslümanlar hiç olmadığı kadar büyük bir tepki göstererek İsrail'i sesleriyle korkutmayı başardılar.

Bölük pörçük olmuş, birbirine zıt liderlerin yönettiği İslam ülkeleri belki de bu sayede birleşerek israil'e tavır alırlar diye ümit ediyorum. İsrail saldırılarına karşı koyulması için Filistin'e asker gönderilmesi, sivillerin yol giderlerinin karşılanarak Doğu Kudüs'e gönderilmesi de yapılabilecek adımlardan birkaçı... Tabii en önemlisi, İslam ülkelerinin ldierlerinin çekişmeleri bir tarafa bırakarak Filistin özelinde birleşmesi ve İsrail'in işgal ev saldırılarına son vermesi için harekete geçmesi gerekiyor.

 

Selam ve selametle...

 

Semra Polat