semra @ sivildusunce.com

PKK ve Silah Bırakma Süreci: Tarihsel Bir Dönemeç

1984 yılında silahlı eylemlerine başlayan PKK, geçen 40 yıllık süreçte binlerce masum sivilin ve güvenlik güçlerinin hayatını kaybetmesine neden olmuş, ayrıca bölge halkı üzerinde derin sosyal, psikolojik ve ekonomik tahribatlara neden olmuştur. Şehirlerde gerçekleştirilen bombalı saldırılar, köy baskınları, silahlı çatışmalar ve suikastler, hem Türkiye'de hem de bölgedeki diğer ülkelerde uzun yıllar boyunca huzursuzluğa sebep olmuştur. Kürt halkının yıllarca "terörist" olarak anılmasına neden olan PKK, yine Kürt halkının kültürünü, dilini, geleneklerini yok etmeye yönelik kirli politikalar izledi. Kürt halkını Marksist - Leninist temelli Rus ve Alman ideolojisini empoze eden PKK, gençlerin İslamiyetten uzaklaşmalarına neden oldu. 

Silah Bırakma Sürecine Giden Yol

PKK lideri Abdullah Öcalan, 1999 yılında yakalanarak Türkiye'ye getirildi ve o tarihten itibaren İmralı Cezaevi'nde hapis hayatını sürdürdü. Öcalan'ın yargılanması ve mahkum edilmesi sonrasında PKK'nın faaliyetleri şekil değiştirerek zaman zaman ateşkes ilan edilse de, örgüt şiddet eylemlerine devam etmiştir.

Erdoğan'ın 2009 yılında Demokratik Açılım ile başlayan, 2013 yılında kamuoyunda "Çözüm Süreci" olarak adlandırılan girişim, silahlı mücadele yerine siyasi çözümlerin öne çıkarılmasını amaçlamıştı. Ancak 2015 yılında sürecin sona ermesiyle PKK tekrar saldırılarını artırdı ve güvenlik güçleriyle çatışmalar yeniden başladı. Bu dönemde şehir merkezlerinde hendek savaşları yaşanmış, çok sayıda insan hayatını kaybetmiş ve evleri yıkılmıştır.

Geçtiğimiz Ekim ayında PKK'ya silah bırakma çağrısı, siyasi arenada yeniden gündeme gelmiş ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin bu konuda çağrıda bulunması, bu sürecin önemli bir aşaması olarak kayıtlara geçti. Nihayetinde İmralı'daki Abdullah Öcalan ile DEM Parti heyeti arasında gerçekleştirilen görüşmenin ardından silah bırakmaya dair bir açıklama yapıldı ve kamuoyuna deklare edildi. 

Öcalan'ın kendi ağzından okuması beklenen açıklamanın Kürtçe metnini Ahmet Türk, Türkçe metnini ise Pervin Buldan okudu.

Öcalan'ın PKK'ya silah bırakma çağrısı neredeyse tüm televizyon kanallarında naklen verildi. Ahmet Türk'ün Kürtçe konuşmasını yayınlamak istemeyen kanallar, yorumcuların konuşmaları ile bu süreyi atlatmaya çalıştılar. Televizyon kanalları arasında Haber Global, Türk'ün okuduğu Kürtçe metni yayınladı ve Pınar Hacıbektaşoğlu da Türkçe tercüme etti. Pınar Hanım'ı dik duruşundan dolayı tebrik ediyorum. Bu sürecin sabote edilmemesi gerektiği konusunda büyük bir mutabakat sağlanmışken bazı basın ve yayın kurumlarının halen daha eski Türkiye artığı faşizan yapıları devam ettirmeye çalışmalarını hayretle izlediğimizi belirtmek isterim.

Bölgesel Boyut ve PKK'nin Geleceği

PKK sadece Türkiye'de değil, bölgenin diğer ülkelerinde de varlığını sürdürmektedir. İran'da PJAK, Suriye'de ise PYD/YPG gibi uzantılarla hareket eden PKK, bölgedeki güç dengelerine bağlı olarak faaliyetlerini şekillendirmektedir. PYD lideri Salih Müsülim, Öcalan'ın silah bırakma çağrısına olumlu yaklaştıklarını belirtmiş ve "siyasi olarak çalışmamıza izin verilirse silahlara gerek kalmaz" ifadelerini kullandı.

PKK'nın silah bırakma kararı alması halinde, elinde bulunan kamu görevlileri ve sivilleri serbest bırakması da beklenmektedir. Ancak bu sürecin başarılı olabilmesi için bölgedeki güçlerin bu girişimi baltalamaması ve süreci sabote edecek eylemlere karşı sıkı önlemler alınması gerekmektedir.

Tarihsel Açıdan Terörle Mücadeledeki Dönüşümler

Tarih boyunca pek çok ülke, terörle mücadelede farklı yöntemler denemiştir. İrlanda'da IRA'nın silah bırakması, Kolombiya'da FARC ile yapılan barış görüşmeleri ve İspanya'da ETA'nın dağılması, bu konuda dikkat çeken örneklerdir. Ancak bu süreçlerin başarılı olabilmesi için, devletin kararlı tutumu kadar, silahlı örgütlerin de toplumsal barışa katkı sağlama yönünde adım atmaları gerekmektedir. PKK'nın bu noktada nasıl bir tutum izleyeceği, ilerleyen günlerde netlik kazanacaktır.

Türkiye, terörle mücadelede 40 yıldan fazla süredır büyük bedeller ödemiş ve binlerce insan hayatını kaybetmiştir. PKK'nın silah bırakması, hem ülkede huzurun yeniden tesis edilmesi hem de bölge halkının geleceği açısından kritik bir eşiktir. Ancak bu sürecin başarıya ulaşması, bütün tarafların samimi ve kararlı bir irade ortaya koymasına bağlıdır.

Bu minvalde MHP ve MHP'den kopan diğer milliyetçi tandanslı siyasi partiler ile DEM Parti'nin miadının dolduğunu da belirtmem gerekiyor. 

40 yıl boyunca hayatını kaybeden masum insanlara Allah'tan rahmet dileyerek, umarım ki bu süreç barışın ve huzurun kalıcı olarak tesis edilmesine katkı sağlar.

 

Sleam ve selametle...