semra @ sivildusunce.com

Bugüne kadar Kürtlerle ilgili birçok tarihi kaynağa dayanarak yazılan kitap ve araştırma yazıları olduğu halde, Kürt kadınlarının tarihi misyonuna ve geleneksel giyim kuşamına yönelik yazılmış hatırı sayılır eserlerin sayısı ne yazık ki iki elin parmağını geçmeyecek kadar az.

Bundan 5 yıl önce moda tasarım üzerine doktora tezini yapan bir butik sahibesi ile tanıştım. Anadolu’da yaşayan Osmanlı kadınlarının giyim kuşamı üzerine yaptığı doktora tezine Ermenileri, Yahudileri, Çerkesleri, Pomakları ve Kürtleri aldığını, bölüm hocasının tezinden Kürt kadınlarını tamamen çıkarmasını istediğini üzülerek anlattı. Kürt kadınları Osmanlı’da hiç yaşamamış, hiç var olmamış, hiç yokmuş gibi var sayan bu üniversite hocası yüzünden yazılı tezde maalesef yer bulamadı. Bu nedenle birçok yazılı kaynakta Kürt kadınları, Kürt erkekleri ve Kürt çocukları yok sayılarak var olmamış hükmünde değerlendirildiler. Göğüs kafesimde büyük bir baskı, boğazımda yutkunamadığım büyük bir yumru hissediyordum. Üniversitelerdeki faşist ve kafatasçı hocalar yüzünden kadim bir halk yok sayılıyor, tarihi vesikaları reddediliyor ve yazılı kaynaklarda yer almamaları sağlanıyordu. Gücü kötüye kullanmak değildi de neydi bu?

Hakkını vermek gerekir ki yazar Rohat Alakom, Kürt kadınları ile ilgili ( Di folklora Kurdî de serdestiyeke jinan, Kürd Kadınları Teali Cemiyeti) kaleme aldığı kitaplarıyla önemli kaynak eserler bırakmıştır. O dönemde Rohat Alakom’un “Di folklora Kurdî de serdestiyeke jinan” kitabını büyük bir ilgi ve merakla okuyordum. Kendisiyle sosyal medyadan iletişime geçtim. Sağ olsun duyarsız kalmadı ve mail ve telefon üzerinden birbirimizle bağlantıya geçtik. Kendisine, Kürt kadınlarının giyim kuşamı üzerine bir kitap yazmasının ne denli elzem olduğundan bahsettim. Verdiği yanıtı hiç beklemiyordum; “Semra, bu kitabı sen yazmalısın!” Ben? Nasıl yani? Siz dururken bu kitabı beni nasıl yazarım?! Evet, dedi Alakom, Bu kitabı sen yazarsan anlamı olur. Rohat Alakom, beni cesaretlendirdi. Bunu başarabileceğime, yapabileceğime inandırdı. Hiçbir şey yapamasan bile elinde tarihi bir vesika olarak fotoğraflar kalır, onlara uzun uzun bakarsın, dedi.

Kürt kadınlarının geleneksel giyim kuşamına ilgim büyük lakin bilgim oldukça az idi. Nereden, nasıl başlamalıydım? Kürtler kadim bir millet; her yöreye, her aşiretlere göre farklıklar gösteren büyük bir çalışma gerektiriyordu. Omuzlarıma çok büyük bir yükün yüklendiğini ve bu yükün altında ezilirken yukarı yükseldiğimi hissediyordum. Kendimi bunu yapabileceğime inandırabilmek için çok düşündüm, okudum, araştırdım, konuştum… Bu çalışma fotoğraflar üzerine olmalıydı; siyah beyaz- renkli, eski ve yeni. Geçmişten günümüze ulaşabilen giyim kuşamı ancak bu sayede tespit edebilirdik. Hem öğreniyor hem de gelecek nesillere fotoğraflar üzerinden önemli bir kaynak kitap bırakacağım için kendimi çok şanslı hissediyordum.

Önce akrabalarımın albümlerine bakarak eski fotoğrafları taradım. Ardından arkadaşlarımdan ve tanıdıklarımdan sordum. Derken sosyal medya platformlarından bu işin meraklılarının paylaştığı fotoğraflara ulaştım… Birçok arkadaşım destek oldu. Bu sayede birçok fotoğraf tozlu albümlerden gün yüzüne çıktı. Başta Rohat Alakom’a ve ardından tüm destek olanlara ayrı ayrı teşekkürü borç bilirim. Kitap henüz çıkmadı. Çıktığında çalışmalarımda desek olan tüm isimleri sırasıyla siz okurlarıma nakledeceğim.

 

Selam ve selametle...