Kürt kadınlarının geleneksel giyim kuşamı genel olarak; başında kofi, kesrevan, örüklü ya da açık saçlı, başa bağlanan “laçik” adındaki örtünün her iki yanından dışarı çıkardıkları lüle lüle zülüfleri, gözlerindeki sürmeleri, gerdanlarında rengarenk boncuklar (genel olarak akik ve kehribar) içine dizilmiş altınlar, koyu kırmızı renklerin ağırlıkta olduğu saten, ipek, desenli kadife (gulavdun), divitin kumaşlardan dikilerek giyilen kiras, dêre, fistan…vd şeklindedir.
Geçmişte maddi durumu iyi olan ailelerde Kürt kadınları 7 ila 10 fistanı üst üste giymeleri ile nam yapmışlardır. Bileklerine ucu açık bakır ya da gümüş bileklikler takarlardı. Bilekliklerin bir tarafının açık olmasının nedeni ise insan vücudunda biriken enerji ile dışarıdan alınan manyetik enerjinin vücutta tutulmayarak çıkmasını sağlama sağlamak içindir.
Kürt kadınlarının süslenme biçimlerinde tüm yörelerde aynı olan sürme ilk sırada gelir. Göze sürme çekilmesi cinsiyet-yaş faktörü fark etmeksizin tüm Kürtlerin vazgeçilmez süslerinden biridir zira yaz aylarında güneşin dik gelmesi ile birlikte ortaya çıkan ultraviyole ışınlarından gözlerin zarar görmemesi için sürme en doğal korunma yoludur.
Hemen her Kürt kadını, (Botan bölgesinde erkekler de) gözlerine sürme çekerler. Bunun nedeni süslenmenin yanı sıra güneşten yayılan ultraviyole ışınlarının gözlerde tahribat yaratmasının önüne geçmek için alınan önlemdir.
Sürme (gil) şu şekillerde elde edilir:
1- Dağlardan akan derelerin kenarlarındaki küçük siyah kil tanecikleri toplanarak iki taş arasında ve/veya havana alınarak dövülür ve pudra haline getirilene kadar ezildikten sonra sürmedanlığa dökülerek güvercin ya da serçenin tüyünün sert kısmı bu toza batırılarak göze sürülürdü. Özellikle Sübhan Dağı eteklerindeki derelerden akan siyah tanecikler bölgede nam salmıştır.
2- Yere küçük bir çukur kazılır. Kazılan çukura metal bir tas yerleştirilir. Manda sütünden elde edilen tereyağı tasın içine konulur. Yağın içine bir tülbendin kenarından uzunca bir parça bırakılarak tamamen yağa bulanması sağlanır. Yazmanın ucu ateşe verilerek tasın kenarında küçük bir yer açık kalacak biçimde toprak bir kap ters çevrilerek kapak yapılır. Ateş yandıkça, tasın içerisindeki yağ da yanarak kapağa is bırakır. Yağ tamamen yandıktan sonra kapak ateşten alınarak soğumaya bırakılır. Öte yandan bir tavuğun budunun derisi dikkatlice çıkarılarak içine un serpilir ve güneşte kurumaya bırakılır (takriben 3 günü alır). Kuruyan deriden un sıyrılarak atılır. Kurutulan derinin aşağı kısmı dikilir. Üst kısmı da ip ile dikilerek büzülür. Bir bez parçası dikilerek derinin içine konulur (böylece doğal sürmedanlık yapılmış olur). Kapağa biriken yağın isi kaşık yardımıyla sıyrılarak derinin içindeki beze dikkatlice dökülür. Derinin ağzı iyice büzülerek kalın iğne deliği kadar bir boşluk bırakılır. Tavuğun kanadından ince bir tüy alınarak etine giren ucu, tüylü tarafından ayrılır. Uç tarafı yıkanarak temizlenir. Derinin ucunda açık bıraktığımız ince deliğe sokularak çıkarılan tüy, göze sürülür ve bir sonraki kullanıma kadar tekrar derinin içine bırakılır. Tüm sürme bitinceye kadar kullanılır.