Anayasa Tarihimiz
-1808, Senedi İttifak: 2. Mahmut döneminde Alemdar Mustafa Paşa tarafından merkezi otoriteyi taşrada hakim kılmak için Rumeli ve Anadolu ayanları ile Osmanlı İmparatorluğu arasında imzalanan ittifak senedidir. Türk tarihinde devlet, iktidarı sınırlandırdığından ‘’anayasal belge’’ olarak kabul edilmektedir.
-1839, Tanzimat Fermanı, Gülhane Hatt-ı Şerif-î: Sultan Abdulmecid döneminde Hariciye Nazırı Mustafa Reşit Paşa tarafından okunmuştur. Gülhane Parkı’nda okunması hasebiyle Gülhane Hatt-ı Şerif-î ve/veya Tanzimât-ı Hayriye (Hayırlı Düzenlemeler) olarak anılır. Bu fermanla padişah, ilan edilen ilke ve kanunlara uyacağına yemin etti. Ferman, esas itibariyle devlet işlerinde bozulan düzeni baştan tesis etmeyi amaçlasa da amacından çıkarak askeri, mülki ve hukuki alanda hayata geçirilen reformlara evrilmiştir. Bir siyasi düzen değişikliğinden öte, düşünce sisteminde köklü değişime zemin hazırlamıştır.
-1856, Islahat Fermanı: Bu fermani Tazminat Fermanı’nın tamamlayıcısı ve pekiştiricisi niteliğindedir. Islahat Fermanı ‘Ferman’ olarak ilan edilmiştir. Genç Osmanlılar olarak bilinen aydın ve yazarlar, Avrupa’dan etkilenerek meşrutiyet yönetimini savunmaya başlamıştır. Bu hareket, Abdulmecid’i tahttan indirerek, yerine 2. Abdulhamid’i getirmiştir.
-1876, Kanuni Esasi, Temel Kanun: Mithat Paşa’nın hazırladığı Kanuni Esasi, şekil ve kriterlerine göre Osmanlı İmparatorluğu’nun ilk anayasası olarak kabul edilmektedir. 23 Aralık 1876'da ilan edilen Kanuni Esasi, 1878’de 2.Abdulhamid tarafından askıya alınmıştır. 24 Temmuz 1908 ihtilali sonucunda yeniden yürürlüğe girmiş, Teşkilat-ı Esasiye Kanunu’nun kabul edildiği 20 Ocak 1921 tarihi ile Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın yürürlüğe girdiği 24 Mayıs 1924 tarihi arasında ise kısmen yürürlükte kalmıştır. Anayasa ve parlamenter düzen talepleri Fransa'daki 1848 Devrimi’nden itibaren, özellikle de 1867 ila 1868 yılları arasında Namık Kemal’in de başını çektiği Genç Osmanlılar hareketi tarafından dile getirilmiştir.
-1909, 31 Mart Vakası ile tahttan indirilen 2.Abdulhamid’ten sonra anayasada önemli değişiklikler yapılarak 1876 anayasası bir parlamenter monarşi anayasası haline gelmiştir.
-1921, Teşkilat-ı Esasiye Kanunu: Osmanlı İmparatorluğu’nun yıkılmasıyla kurulan yeni devlet olan Türkiye Cumhuriyeti’nin, Osmanlı’dan devşirilen ilk anayasasıdır. Kanunda yapılan değişikliklerle devletin rejimi, dini, dili, başkenti, başkanı gibi unsurlar belirlenmiştir.
-1924, Yeni Teşkilât-ı Esasîye Kanunu: 1921 Teşkilât-ı Esasîye Kanunu'nun da yeni bir devletin ihtiyaçlarını karşılayacak derecede ayrıntılı olarak belirlenememiş olmasından dolayı 20 Nisan 1924’te Yeni Teşkilât-ı Esasîye Kanunu kabul edilmiştir.
- 1961, darbe anayasası: 27 Mayıs 1960 tarihinde, Milli Birlik Komitesi adında bir grup subay yönetime el koyarak darbe anayasası hazırlatmıştır.
- 1982, darbe anayasası: 12 Eylül 1980 darbesiyle askeri yönetim idareye el koymuştur. Askeri yönetimin emriyle Danışma Meclisi tarafından hazırlanan darbe anayasası 18 Ekim 1982 tarihinde kabul edilerek yürürlüğe girmiştir.
***
Osmanlı’dan başlayarak bugüne kadar süregelen anayasa hikayemizi kısaca yazdım. Türkiye Cumhuriyeti kurulduğu günden bu yana sivil bir iradeyi ortaya koyamamış, İngiltere’den getirilen parlamenter monarşiyi yönetime hakim kılmıştır.
Her fırsatta parlamenter sistemi savunan ve Amerikan modelini örnek verenlerin İngiltere’nin parlamenter monarşi sistemiyle neden yönetildiğimizi hiçbir suretle dile getirmemektedir.
Türkiye Cumhuriyeti, 15 Temmuz işgal kalkışmasını büyük bir zaferle kazanarak ‘Eski Türkiye’yi maziye gömmüştür. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, bu millete büyük bir cesaret ve özgüven vererek egemenliğin sivil iradenin elinde olduğunu görmesini sağlamıştır.
Yürürlükte olan 82 anayasasının tamamı değil, ancak 18 maddesi değiştirilebildi. Binali Yıldırım, başbakanlık makamını sivil iradenin tecelli etmesi için elinin tersiyle itmiş ve CumhurBaşkanlık sisteminin getirilmesi için büyük gayret ve özveri sarf etmiştir.
Binali Yıldırım, parlamenter sistemin son başbakanı olarak değil, aziz milletin ve Türkiye Cumhuriyetinin daha güçlü ve sağlam bir yönetimle tek elden idare edilmesi için mücadele eden büyük bir siyasi deha olarak anılacaktır. Anayasa değişiklik paketinin ve CumhurBaşkanlık sisteminin Meclis’ten geçmesi için gece gündüz çalışan, AK Parti ve MHP genel başkanları ve milletvekillerinin adları Türkiye siyasi tarihinde altın harflerle yazılacaktır.
Sivil Düşünce Platformu yönetimi olarak yıllardır mücadelesini verdiğimiz Başkanlık Sistemine doğru atılan bu adımın hayırlı olmasını diliyorum. Yıllardır hayalini kurduğumuz, üzerinde çalıştığımız Başkanlık Sistemi için atılan bu adımın çok önemli olduğuna inanıyoruz. Gönül isterdi ki 82 darbe anayasasının tamamı değişsin… Ümit ediyorum ki önümüzdeki yıllarda 82 anayasasının tamamını değiştirebilecek irade hasıl olsun.
Sivil Düşünce Platformu olarak referandum sürecinde halkımızı bilinçlendirecek çalışmalar yapacağımızı, Evet oyu vereceğimizi ve Cumhurbaşkanlık Sisteminin gelmesi için canla başla mücadele edeceğimizi siz kıymetli okurlarımın bilmesini isterim.
Selam ve selametle…
Semra POLAT