Parlamenter Monarşi ve Bürokratik Oligarşi pratikte nedir?
Mevcut parlamenter sistemde, üçlü kararname ile, yani; başbakan, bakanlar ve cumhurbaşkanının imzasıyla kararname geçiyor. Başbakanın ve Meclis’in imzaladığı kararname, cumhurbaşkanının imzasına gönderildiğinde, cumhurbaşkanı imzalamazsa bu kararname geç(e)miyor. Yani, bir başbakanın ve Meclis’in gücü, bir mal müdürü tayin etmeye yetmiyor. Meclis’in bürokratik atamalarda yetersiz kaldığı bir irade, milletin mecliste yetersiz kaldığının emaresidir.
Meclis’i etkin ve yetkin hale getirmenin ve devletin Meclis’ten idare edilmesinin yolu nedir? Meclis, devletin tepesinde midir? Altında mıdır?
Türkiye’de çözüme kavuşturulması gereken en önemli mesele AYM, Danıştay, Sayıştay, YÖK, Diyanet, TRT, MGK…vs gibi Meclis’in ve hükümetin üstünde tıpkı bir ‘’gulyabani’’ gibi duran tüm kurumları Meclis’in altına indirmektir. Mevcut parlamenter sistemde bürokrasi, milletin temsiliyetinin yeri olan Meclis’ten daha üstündür. Parlamenter sisteme göre, Milli Savunma Bakanı’nın protokoldeki yeri, Genel Kurmay Başkanı’ndan sonra gelmektedir. Sistem değişikliği ile seçilmişlerin yeri atanmışların yerinden yüksek olmadıkça, hangi parti tek başına iktidar olursa olsun bu yönde hiçbir değişiklik beklenemez. Parlamenter sisteme göre tek başına hangi iktidar gelirse gelsin, Meclis muktedir değildir. Örneğin, Meclis’ten YÖK’ün uyguladığı bir yasağını kaldırması ile ilgili karar çıkarıldığında YÖK uygulamıyor. Çünkü YÖK, bürokratik vesayet sistemine göre Meclis’ten ve Meclis’in çıkardığı kararlardan üstün bir yetkiye haizdir. Meclis’in etkin olmasının çözüm yolu ise sistem değişikliğinden geçmektedir.
Güçlenmekte olan Türkiye, terör örgütlerinin ve emperyalist ülkelerin hedefindedir
Cumhuriyet kurulduğundan beri Türkiye, sürekli olarak ekonomik, siyasi, kültürel ve sosyal kıyıma uğratılan bir ülke konumundan on beş yıldır çıkmak için uğraşmaktadır. Her ekonomik kalkınma hamlesinde kredi derecelendirme kuruluşları tarafından kredi notu düşürülmekte, yatırım yapılamaz ülke konumuna getirilmektedir. Buna mukabil borsa ise yukarı seyir izlemekte ve kredi derecelendirme kuruluşlarını yalanlamaktadır. Türkiye, bölgede güç kazanacağı her atılımda terör örgütlerinin saldırısına uğramakta ve güç kaybetmesi için emperyalist ülkeler tarafından hedef alınmaktadır.
CHP, millete muhalefetin sembolüdür
CHP diktatörlüğü bugüne kadar Türkiye’ye hiçbir eser bırakmamıştır; ülkenin gelişmesine ve büyümesine yönelik her atılımda tıpkı müstemleke bir siyasi parti gibi tavır sergilemiştir; hem ekonomik hem siyasal alanda yapılan tüm yenilik ve istikrara tabiri yerindeyse takoz görevi görmüştür… Türkiye’nin sosyolojisine, dinine, kültürüne, dokusuna uymayan, halka rağmen halkçılık yapan bir siyaset izlemiştir. CHP'nin desteklediği cunta anayasasıyla en büyük zulmü solcular da gördü. 1980 askeri darbesinde zulüm gören solcular da hem sistemin hem de anayasanın değişmesi için 16 Nisan büyük bir şanstır.
15 yıldır AK Parti tek başına iktidar olduğu halde ülkenin kangrenleşmiş sorunlarını çözmekte yeteri kadar çözüme kavuşturamamasının önündeki tek engel parlamenter monarşidir. İç ve dış engeller göz önüne alınarak, darbelerden, parlamenter monarşiden, CHP diktatörlüğünün savunuculuğunu yaptığı bürokratik vesayetten kurtulmak için 16 Nisan’da önümüze sandık konulacak. Referandumdan Evet geçmesi halinde, darbelerle, işgal kalkışmalarıyla, bizim askerimiz bize karşı bir daha kullanılamayacak. Asker, korumakla mükellef olduğu devletine ve halkına silahını doğrultamayacak.
Bürokratik vesayet sona ererek milletin Meclis’inde milletin iradesi hakim olacaktır...
1980 cuntasında ve 1982 anayasasında, kurulan mahkemeler ve cezaevlerinde en büyük zulmü, işkenceyi ve adaletsizliği Kürtler ve Ülkücüler gördü. Kürtler ve Ülkücüler kol kola girerek 1982 cunta anasayasasının değiştirilmesi için birlik olmalıdırlar. 1982 cunta anayasasından, darbelerden, bürokratik oligarşi ve parlamenter sistemden ebediyen kurtulmak için 16 Nisan büyük bir şanstır. Bu şansı iyi kullanmazsak bir daha bize sormayacaklar, unutmayın.
Türkiye şu anda hem bölgede hem de dünyada oyun kurucu ülke konumundadır. Türkiye, büyük bir Osmanlı medeniyetine sahiptir. 16 Nisan referandumunda sistem değişikliği ile birlikte çok daha büyük bir güce sahip olacaktır. Bunun için de tek elden yönetim en büyük kazanımdır.
Selam ve selametle…
Semra POLAT