semra @ sivildusunce.com

Yeni Dönemin Öncesindeki Derin Belirsizlikler
Suriye, bir kez daha kritik bir eşikten geçiyor. Çalkantılı iç savaş yıllarının ardından, Esad rejiminin köklü değişimlerle yüzleştiğine dair işaretler her geçen gün daha fazla dikkat çekiyor. Bazı kaynaklara göre, Esad'ın Rusya'ya kaçtığı ve eşi Esma Esad'ın dahi böyle bir çıkışı kabul edemediği için boşanma davası açmaya hazırlandığı iddia ediliyor.

Totalde 61 yıllık, özelde 13 yıllık süreç içerisinde BAAS diktatörlüğü tarafından ülkenin çoğunluğunu oluşturan Sünni Müslümanlar gaz odalarında, pres makinelerinde, idam iplerinde, ya da kazılan derin kuyulara atılarak toplu halde kurşunlanarak katledildikleri dünya kamuoyunun basın ve medya kuruluşları tarafından servis edildi. Onlarca yıl insanlar bu zulüm altında inim inim inlerken ne bölge ülkelerden ne de uluslararası kamuoyundan tek bir tenkit ya da tepki gelmedi. Suriye’de hemen her evden bir kişinin rejime muhbirlik yaptığı BAAS rejiminde insan hakları ihlallerinin Hitler ve Stalin dönemine şapka çıkaran uygulamalarıyla halk baş başa bırakıldı.

Bir yılı aşkın bir süredir Gazze’de İsrail’in saldırısı altındaki sivillere yönelik bölge ülkelerde, Avrupa’da ve Amerika’da gerçekleştirilen eylemlerin bir tanesi bile Suriye’deki sivil halk için düzenlenmedi. İslam İşbirliği Teşkilatı dahi bir gün olsun Suriye’deki BAAS zulmüne tepki göstermedi, bildiri yayımlamadı, yürüyüş çağrısında bulunmadı. Suriye, ümmetin yetim evladı olmuştu. Suriye, ümmetin vicdanında kanayan bir yara olarak kalmaya devam etse de Beşar Esad’ın ülkeden kaçmasıyla birlikte halkın geleceğe dair umutlarının tekrar yeşerdiğini görmek içimize su serpti.

Esad Diktatoryası Zihinlerde Devam Ediyor
Yıllar önce Suriye'den Türkiye'ye göç etmiş olan bir amca yeğen ile tanıştım. Halep'ten geldiklerini, iç savaş nedeniyle evlerinin harabeye döndüğünü anlattılar. Amca, İspanya'ya yerleşmiş. Yeğeni ve kardeşleri ise Ankara'da kalmışlar. Halep'teki mevcut durumla ilgili; hırsızlığın ve yağmalamanın arttığını söylediler. Geri dönme konusundaki soruma ise; şu anda yeni düzenin halen kurulmadığını ve normalleşme sürecinin 2 seneye kadar devam edeceğine inandıklarını anlattılar. Halep’teki yeni süreç ile ilgili röportaj teklifimi ise kesin bir dille kabul etmediler. Esad baskısının halen üstlerinde olduğunu ve ileride karşılarına çıkacağından endişe ettikleri gözlerinden okunuyordu. Öyle ya, 61 yıllık babadan oğula geçen BAAS Esad zulmü kolay kolay geçmezdi. Suriye’deki Esad putları yıkılsa da zihinlerdeki putlar yıkılmadıkça gerçek özgürlük elde edilemezdi…

Geçici Hükümet: Şu Anda Neler Konuşuluyor?
Suriye’de Beşar Esad’ın tüm yandaşlarını yüz üstü bırakarak ülkesinden ani kaçışı ile birlikte yeni bir geçici hükûmet kurulmasını zorunlu kıldı. Bu girişim, uluslararası aktörler tarafından desteklenen, ülkedeki çatışmanın önemli isimlerini ve taraflarını da kapsayan bir uzlaşı formülüne dayandırılıyor. Ancak, böyle bir yapının gerçek anlamda barış ve birlik sağlayıp sağlayamayacağı ise önümüzdeki süreçte kesinlik kazanacak.

Sednaya Hapishanesinin Gölgeleri
Suriye'nin 61 yıllık BAAS diktatörlüğü, modern dünya tarihine kara bir leke olarak kazındı. Sednaya Hapishanesi, işkence, katliam ve insanlık dışı uygulamalarıyla adeta bir toplu mezar niteliğinde. Burada binlerce faili meçhul cinayetin yaşandığı bilinirken, yeni iddialar bu tablonun ne kadar korkutucu olduğunu gözler önüne seriyor. Şu anda temelleri atılan geçici hükûmet, bu karanlık tarihçeyi ne kadar sorgulayacak ya da bunu adalet sürecinin merkezine taşıyacak mı? Bu sorular yanıt bekliyor. Bununla birlikte Sednaya'dan kurtarılan mahkumlar, kendilerine kan testleri yapıldığını ve dokusu uygun olanların organlarının alınarak Rusya’ya gönderildiğini basın ve medya kuruluşlarına anlattı. Aynı şekilde Esad döneminde hastanede çekilen bir videoda organları çıkarılmış halde sedyede yatan mahkumlar görülüyordu.

Beşar Esad, İran ve Rusya’nın Suriye’de ortaklaşa düzenledikleri fosfor bombaları, varil bombaları ve işkenceler ile uluslararası mahkemelerde yargılanmaları gerekiyor. Suriye’nin yeni tablosuna bakarak daha yirmi gün öncesine kadar sistematik olarak devam eden katliamları görmezden gelmek hayatın ve zamanın ruhuna aykırı bir durumdur. Ve yine maalesef karşımızda böylesine kahreden bir tablo varken, STK, STÖ ve vakıflar halen daha Beşar Esad’ın ve Rusya ile İran’ın savaş suçlusu olarak yargılanması gerektiğine yönelik hiçbir basın açıklaması ya da hukuksal girişimde bulunmuş değiller.

Hakan Fidan ve Kritik Ziyaret
Hakan Fidan'ın Suriye'ye yaptığı ziyaret gündemdeki yerini koruyor. Fidan'ın ziyareti, rejim ve muhalefet arasındaki dengeleri çözüme odaklı bir ara bulucu misyonunun parçası mıydı? Yoksa bu, Türkiye'nin bölgede yeni stratejilerinin başlangıcını mı işaret ediyor? Bu sorular, önümüzdeki dönemde daha da netlik kazanacaktır. ABD yeni başkanı Donald Trump’ın “Artık Amerikan askerinin ölmesini istemiyorum” açıklaması, Amerika’nın Türkiye ile anlaşma yaparak bölgede varlık gösteren ve bölgenin koşullarını bilen bir ülke olması hasebiyle Türkiye’nin güvencesini aldığına yönelik tartışmaları da barındırmıyor değil. Çünkü bölgedeki kaynaklarımıza dayandırarak Beşar Esad’ın ülkesini terk ettiğini sosyal medya ağlarımızdan beyan etmemin ardından katıldığım televizyon programlarında da Amerika ve Rusya’nın anlaşmaya vardığını, Amerika’nın Suriye’de kalması karşılığında Rusya’ya Ukrayna’yı bırakmayı kabul ettiğini, Amerika ile Türkiye’nin Suriye’de sulhun sağlanması için mutabakata vardıklarını ifade etmiştim. O günlerde bunun pek de mümkün olmayacağını düşünenler, Rusya’nın Suriye’deki üslerini boşaltmasının ardından fikirlerini değiştirdiler.

Colani'nin Geçmişi: Kısa Bir Bakış
Abu Muhammed al-Colani, El Kaide’ye bağlı grubun eski lideri olarak adını duyurmuş ve daha sonra Heyet Tahrir el-Şam'ı (HTŞ) kurmuştur. Colani'nin askeri ve siyasi hamleleri, Suriye'de hem rejim hem de diğer muhalif gruplar üzerinde büyük etkiler bırakmıştır. Gelecekteki rolleri ve pozisyonu, şu anki geçiş süreçlerinde önemli bir belirleyici faktör olabilir. Bu figürün hem radikal hem de pragmatik yaklaşımları, uluslararası siyasette yankı buluyor. Giyim kuşamını değiştirerek Batılı tarzda takım elbise giyerek ve kravat takarak Batı alemine olumlu bir intiba uyandırmakta eğitim aldığını da gösteriyor. Duruş, oturuş, konuşma ve giyim kuşam konusunda destek aldığını yadsınamaz bir gerçek olarak karşımıza çıkıyor.

Suriye'nin Gelecek Tablosu
Suriye için belirgin olan tek şey, belirsizlik. Ülkeden çekilen Rusya'nın tekrar dönüp dönmeyeceği,  İran'ın mevcut rollerini ne ölçüde sürdüreceği, yeni bir hükûmetin halk üzerindeki etkisi ve ülkede kalıcı barışı sağlayıp sağlayamayacağı gibi sorular henüz yanıt bulmuş değil.

Ancak şu bir gerçek: Suriye, savaşın enkazı altında dahi umut verici çözümler, enkazdan yeni bir hayat kurma ve geleceğe dair bir vizyon arayışından vazgeçmeyecektir.

 

Selam ve selametle...