Yönetmenliğini Atıf Yılmaz’ın üstlendiği Şekerpare adlı filmi bilmeyen yoktur. 1983 yapımı filmde Ziver Bey karakol amiri, Hurşit ise en sadık yaveridir.
Ziver Bey, aklınıza gelebilecek her türlü kötü sıfatı bünyesinde barındırır; genelevden haraç almak, rüşvet, yalan, mahiyetindeki kıza tecavüz… vd ne ararsanız vardır. Hurşit ise Ziver Bey’in tüm pisliğini ört bas etmeye çalışır. Kirli işlerini yapan sağ koludur. Filmdeki en masum karakter ise Cumali’dir. Cumali mahalleye bekçi olarak atanan saf bir gençtir.
Hurşit, Cumali’yi kötü yola sevk etmeye çalışır… Ziver Bey, evinde yanaşma olan kızı hamile bırakmıştır ve bu kızı kakalayacak aptal birini aramaktadır. Tabi bunda da en büyük görev Hurşit’e düşer. Cumali’nin Peyker ile evlenebilmesi için her yolu dener. Neyden sonra Peyker tüm gerçeği anlatır. Ziver Bey başına silahı dayar fakat silah ateş almaz ve ‘’şansım yok, ölmedim’’ der. Ziver Bey ve Hurşit’in tüm oyunları piyasaya çıkar. Böylelikle Cumali de Peyker ile evlenmekten kurtulur.
Türk sinemasında önemli bir yere sahip olan Şekerpare filminin günümüz uyarlaması ise Hurşit Külter’dir. Zira Hurşit Külter’in ‘’kaybolması’’nda oyun içinde oyun, masal içinde masal var...
DBP yöneticisi Hurşit Külter’in 27 Mayıs’ta Şırnak’taki operasyonlar sürerken ailesine etrafının kuşatıldığını ve ‘’hakkınızı helal edin’’ mesajı gönderdikten sonra kaybolduğu iddia edildi. PKK’nın sosyal medya aktif hesapları taglar açarak ‘’#neredesinHurşit’’ başlığı altında Hurşit Külter’in devlet tarafından öldürüldüğü dört ayı aşkın bir süre söylendi durdu. Sadece PKK hesapları değil tabii, devletin sırrı kendinden menkul faili cinayetlerinin hala devam ettiğine inanan sosyal medyanın bekçisi saf Cumalileri de bu oyununa destek verdiler. Hurşit’i tüm kirli tezgâhlarında dilediği gibi oynatan PKK tezgâhı bütün ayrıntılarıyla kurmuş ve oyununu istediği hayata geçiriyordu.
Hurşit’in annesi, ailesi, arkadaşları, mahallesindeki arkadaşları da onu arıyordu. Bir sosyal medya hesabında Hurşit’in gözlatına alındığı haberleri yayıldı, birkaç saat sonra bu hesap askıya alındı. Valilik tarafından yapılan açıklamada Hurşit’in gözaltına alınmadığını açıkladı… Hurşit neredeydi?
Demirtaş boş durur mu? Bunu fırsata çevirerek Kürtleri ayaklanmaya çağırdı. Yeni bir 6-7 Ekim olayının hayata geçmesi için HDP grup toplantısından seslenen Demirtaş ‘’Kürt gençlerinin Hurşit Külter ve Hacı Birlik’in şahsında AKP’ye cevabı direniş olmalı’’ diyerek Türkiye’de yeni bir kaosun fitilini ateşlemeye çalıştıysa da Kürt halkı bu yalana prim vermedi. Vermedi, çünkü hendek terörüyle aylarca evinden barkından göç etmeye zorlanmış binlerce aile sokakta kalmıştı, çocukları hendekte yok yere ölmüştü… Şimdi PKK’ya başkaldırma sırası Kürtlere gelmişti.
Bu işte kirli bir tezgahın olduğu gün gibi ortadaydı. 133 günün ardından Hurşit Külter aniden ortaya çıktı. Türkiye’de değil, Kerkük’ten seslendi. Yaptığı açıklamada “13 gün bir binanın bodrumunda gözaltında tutuldum, işkence gördüm. Bir yolunu bulup kaçtım, iki ayda buraya geldim.” dedi. Tabii yersen! Yalancının mumu yatsıya kadar yanmıştı. Sosyal medya bekçisi saf Cumaliler ise ‘’nasıl da kandırıldık, çok rezil bir adamsız Hurşit Külter’’ diyerek feveran ettiler. Ama artık çok geçti…’’Aptallara masallar’’ adlı kitap bir yazılsa adı Hurşit olurdu… Hurşit’in ortaya çıkmasından rahatsız olanların sayısı da az değil…
Peki Hurşit Külter nasıl kaçmıştı? Sınırdan nasıl geçmişti? PKK’nın ortağı FETÖ’nün içindeki asker ve polisler mi yardım etmişti?! Belki de aslında en başından beri Kerkük’e geçmiş ve Barzani’nin özerklikten çıkıp bağımsızlık ilan etmek için büyük çaba sarf ettiği Irak Kürdistan’ında kaos çıkarmak için PKK’ya destek veriyordu! Ya da Türkiye’nin Başika’daki varlığından rahatsız olan ABD ve PKK’ya destek vermek için mi oradaydı? Şu anda bunlar muallakta. Dediğim gibi, tezgah büyük!
Ancak ortaya çıktı ki, yıllarca faili meçhul cinayetlerde parmağı olan aslında PKK’nın kendisiydi. Zira Hurşit Külter tek kalemde geçmişte yaşanan faili meçhulleri devletin yaptığı inanışının üstüne bir çizik çekmiş oldu.
Hurşit tıpkı Şekerpare filminde olduğu gibi PKK’nın maşası olmuş ve kirli oyununda başrolü üstlenmişti; Türkiye’de ve büyük olasılıkla Irak Kürdistanı’ndaki Kürtleri ayaklandırmak için PKK’nın kurnazca tasarladığı kirli oyununun baş aktörü olmuştu.
600. haftasında Hurşit Külter için Galatasaray Meydanı’nda toplanan Cumartesi Annelerinin önce Hurşit’ten sonra da PKK’dan hesap sorması gerekiyor. Cumartesi Anneleri, PKK’ya ‘’Oğullarımız nerede? Onları nereye götürdünüz ve nasıl katlettiniz?’’ diyerek tepki göstermeleri en doğal hakları.
Demirtaş, Kürtleri ayaklanmaya çalışmaktan utanmış mıdır dersiniz? Hiç sanmıyorum. Bundan sonra kim kaybolursa kaybolsun bilinecek ki burada PKK’nın kirli bir tezgah var ve bu kayıp Kerkük’te ortaya çıkacak.
Selam ve selametle...