7 Ekim’den bu yana devam eden Hamas-İsrail çatışması dünyanın dengesini de alt üst etti. Korona virüs salgını sonrası dünyayı etkisi altına alan ekonomik ve sosyal buhranın da önüne geçen bu çatışma, insan hakları ve özgürlükler noktasında derin çatlaklar açtı. Gazze’de her gün binlerle ifade edilen sayıda masum sivil bebek, kadın, hasta, yaşlı demeden katledilirken buna sessiz kalmayan sivil aktivistler de yaşadıkları ülkelerde ciddi bir baskı ve tehdit altındalar.
Hindistan’dan İsrail’e Destek
8 Kasım tarihinde Hindistan, yıllardır Budist zulmü altında ezilen Keşmir’de Filistin’e destek gösterilerini yasakladı. Oysa 1947’de BMGK kararında Filistin Ulusal Yönetimi’ni tanıyan ilk Arap olmayan ülke statüsünde idi. İsrail ile resmi diplomatik görüşmeleri ise çok değil daha 1992 yılında başlatmıştı. O günden bugüne Hindistan’da yönetimsel olarak ciddi değişiklikler yaşandı zira radikal sağcı Yeni Delhi hükümetinin Başbakanı Narendra Modi, İsrail’den askeri teknoloji alanında yaptığı anlaşmalar ile ikili ilişkilerini güçlendirdi. Hindistan, İsrail’den her yıl yaklaşık 2 milyar dolar değerinde silah teknolojisi satın alıyor. Modi, İsrail’in Gazze saldırılarına destek vererek Keşmir halkının Filistin yanlısı gösterilerini yasaklarken, BMGK’da yapılan Gazze’de ateşkes çağrısı içerek karar tasarında da çekimser yönde oy kullandı.
ABD’den İsrail’e Siyonizm Desteği
6 Aralık’ta ABD Temsilciler Meclisi’nde "Siyonizm karşıtlığı antisemitizmdir" kararı kabul edildi. Bu kararla birlikte Antisemitizmi Siyonizm karşıtlığıyla eşitleyen karar kabul edilmiş oldu. Bu karar her ne kadar 'Amerika Birleşik Devletleri'nde ve dünya genelinde antisemitizmin ciddi yükselişini' reddetme çabası olarak lanse edilse de uzun vadede Siyonizm’in yeryüzünde hâkim olması için atılan önemli bir adım olarak okunması gerekiyor zira modern Siyonizm’in babası olarak nitelendirilen Teodor Herzl, 1896'da kaleme aldığı Judenstaat (Yahudi Devleti) adlı kitabında Siyonizm’in kuruluşunu anlatarak 1897'de I. Siyonist Kongre ile Dünya Siyonist Teşkilâtı kurmuş ve sonrasında Yahudilerin Filistin’e yerleşmesinin temellerini atmıştır. Kurulan Dünya Siyonist Örgütünün başkanlığına Theodor Herzl getirilirken, 14 Mayıs 1948'de İsrail Devleti'nin Kuruluş Deklarasyonu ile bugünkü İsrail’in temelleri atılmıştır. Böylece Herlz, İsrail'in kurucu lideri olarak kabul edilmiştir.
Almanya Vatandaşlığı İçin Başvuranlara İsrail Dayatması
Avrupa ve İngiltere hükümetleri tarafından vatandaşlarına yönelik büyük bir tecrit ve fişleme söz konusu. Gazze’ye yönelik destek ve İsrail’e karşı kınamalar başta olmak üzere sokak eylemleri ve yürüyüşleri yasaklanmış ancak siviller alanları doldurarak Gazze’ye destek vermişti. Bu destek ve İsrail’e yönelik kınamalar her geçen gün artarak devam ediyor. Gazze'ye destek mitinglerine katılanların listesi tutuluyor, maddi yardım gönderenlerin hesapları incemeleye alınıyor ve İsrail karşıtı herkes sessizce fişleniyor.
Sivillerin önünü alamayacağını anlayan Almanya, Saksonya-Anhalt Eyaleti’nde vatandaşlık için başvuruda bulunan yabancıların “İsrail’in var olma haklarını” desteklediklerini beyan eden belgeyi imzalamalarını şart koşuyor. Saksonya-Anhalt Eyaleti İçişleri Bakanı Zieschang’ın yayımlattığı genelgede, "İsrail'in var olma hakkını tanıdıklarını ve İsrail Devleti'nin varlığına karşı her türlü çabayı kınadıklarını" beyan eden belgeyi imzalamaları dayatılıyor. Zieschang ayrıca bu uygulamanın Saksonya ile sınırlı kalmaması ve 15 eyalette de hayata geçirilmesi gerektiği yönünde açıklamalarda bulundu. Önümüzdeki aylarda bunun sadece Almanya ile sınırlı kalmayacağını, tüm Avrupa ülkeleri ile İngiltere'yi de merkezine alacağını tahmin etmek hiç de zor değil. Sözüm ona "medeni ve özgürlükçü Avrupa" tamamen bir makyajdan ibaret olduğunu ve bu makyaj aktıkça altından korkunç bir canavar çıktığını herkes görecek.
Gazze tüm dünyayı bilinçsel ve fikirsel oalrak özgürleştirecek.
Selam ve selametle...