Özgür Özel'in konuşmasından bazı satır başları şöyle:

"Para adına bebeklerimizi, annesine kavuşmadan kuvöze alan daha sonra da cansız bedenlerini ailelerini teslim eden, insanlığı tamamen kaybetmiş olanların yaptıkları hepimizi insanlığımızdan utandırdı.

Bu çete bir travma yarattı, üzgünüz ve kolay da atlatamayacağız. Pandemi döneminde özveriyle görev yapan doktorlarımızı zan altında bıraktılar. Olayın ilk anından beri arkadaşlarımız orada oldular.

İddianameyi okudular, konuyla ilgili ihbarlar yağıyor. Maalesef yine haklı çıktık. Bu iktidara sağlığı piyasalaştırmayın, özel hastanelere bu kadar çok alan açmayın, bu alanı sermayeye açmayın derken ne kadar haklı olduğumuz ortaya çıktı.

3 sağlık bakanının, 2'sinin özel hastanesi var. Bir tanesi de o zaman İl Sağlık Müdürü, şimdiki bakan. İhbardan 6 ay sonra teknik takip başlıyor. Bebekler ölüyor bunlar takip ediyor. Mayısta gözaltılar başlıyor ama hastaneler açık bulunuyor. İnfial başladıktan sonra şimdi hastaneleri kapatıyorlar. Bebekler nisana kadar ölmeye devam ediyor. O yüzden mesele çuvala sığacak gibi değil.

İlk yapılması gereken şu anki sağlık bakanının soruşturmamayı gölgelememek için görevi bırakmasıdır. Kendisini kişisel sebeplerle değil, ilkesel sebeplerle istifaya davet ediyorum. Kanun önünde, her şeyin ortaya dökülmesi gerekirken bakanlıkta olması gerçekten olmaz. Eğer aklanırsa tekrar gelsin bakan olsun. Şu an işgal ettiği konum gerçekten sorunlu bir durumdur.

Hem bundan önceki hem de hastanesi kapatılan bakanla ilgili suç duyurusunda bulunacağız. Özel hastane sayısı yüzde 111 artmış durumda. Görünen o ki; bu iddianame görünen buz dağının deniz üzerindeki bölümüdür. Özel hastanelere yapılan denetlemelerde, denetmenlerin baskı altına alındığı bildiriliyor.

Süleyman Soylu'nun kuzeni Mehmet Soylu'nun tıbbi malzeme üzerine çalışan firmasıyla ilgili SGK'nın kurum zararı 15 milyar TL ve hasır altı edildi. Türkiye'deki emeklilere verilen zammın miktarı ise 33 milyar TL. Yani şunu görmemiz gerekiyor ki hem Sağlık Bakanlığı'nın hem SGK'nın yeniden revize edilmesi ve liyakata göre donatılması gerekiyor.

Algı çalışması, çetenin içinde CHP var. O dakika attık partiden. Bu soruşturmada önceki bakanınızın hastanesi var, 19'da 18 hastanede yandaşlarınız var. Ortaya bir isim atıp karartma yapmaya çalışıyorlar. Hangi görüşten olursa olsun cani canidir; bebeğin sağlığına mâl olanların yeri de cezaevidir.

Devlet, FETÖ'nün mallarını OHAL ile nasıl kamulaştırdıysa, şu an OHAL'e gerek yok biz buradayız. Bu 19 hastanenin ibret olması için bila bedel kamulaştırmalıdır.

Dün Fethullahçı Terör Örgütü'nün elebaşı öldü. Bu ülkeye çok büyük kötülük etti. Soruları çaldırdı, başarısız ettiği gençler, mülakatta elettiği memurlar, kurumlarda mobbing yaparak işinden ettikleri, bu dünyada adalet önünde hesap veremeden, sözde müttefik ABD'nin onun hamiliğine soyunması ve onu oradan alamamak da ne kadar beceriksizlik olduğunu hele hele 'ver papazı al papazı' deyip Rahip Brunson'u gönderip papazı alamayanlar şimdi konuşuyorlar.

Fethullah Gülen öldü gitti ama günah kapısı açıktır arkadaşlar. Yazılmaya devam edecektir. Ama ona ne kadar yazılıyorsa, ona ne istediyse verenlerin de günah defterine de bunlar işleniyor.

Bütçe görüşmeleri başlıyor. Bütün kamuya bütçeden yüzde 39.5 ayrılmıştı geçen yıl, şimdi bu oran yüzde 25. Ama Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nin harcamasına yüzde 38 artış öngörüyorlar. Bunu milletimizin bilmesini istiyorum.

2002'da asgari ücretle 7 çeyrek altın alınıyordu, bugün 3 çeyrek alınabiliyor. Bugün 7 çeyrek altın alabilmek için 35 bin TL gerekiyor. Bugün asgari ücretin 35 bin TL olması gerekiyor. CHP olarak 30 bin TL'nin altında asgari ücreti kabul eden sendikalarla gönül bağı kurmayacağız.

Suriye'de genel af ilan edildi. Esad ile anlaşmanın tam zamanı. Erdoğan, Türkiye'deki Suriyelileri göndermenin yolunu aramıyor. Bıçak kemiğe dayanmıştır. Evlatlarımız işsizlikten kırılmaktadır. 5 çocuktan 3'ü okula aç gidiyor. Yapılması gereken Avrupa'dan Euro almak değil, Türkiye'nin sığınmacı sorununu çözmektir."

 

Hibya Haber Ajansı